Mesaj Sayısı : 13 Teşekkür Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 11/03/09
Konu: millete güvenmeyen mandacı ve darbeciler Salı Mart 24, 2009 10:53 pm
Yusuf GEZGİN --Yazarın Önceki Yazıları-- Üç Semavi Dinin ilişkileriBatı, Demokrasi ve TSKTSK'yı Kim Yıpratıyor?Osmanlı'dan sonra örülen duvarlar yıkılıyor"PKK Ergenekon'un İkizidir"KEK-Türklerİki Yahudi Devleti ProjesiBaşbakan İsrail'e Kükredi...Ergenekon'un Seyri ve Encümen-i DanişSeçim Öncesi Güneydoğu Ve DiyarbakırBatı'daki Kripto Yahudiler ve Batı'nın SuskunluğuSon dalga "Beyaz Türkler" i Vurdu!Kürt sorunu, Kürtçe açılımı ve Büyük TürkiyePiyonlara Teslim İslam Ülkeleri Ve İsrailTapınak Şövalyeleri, Arıtman ve Yunanistan olaylarıErmeni sorununun çözümüne "özürlü" darbeYahudiler yeni güç odaklarına koşuyorToplumun fay hatlarıyla oynanıyorKurşun adres sorar mı?Başbakan nerede duruyor?Ermeni meselesine aykırı bakış(Bazı) Aleviler nereye koşuyor?Ergenekon'un derin kökleriGüvenlik Müsteşarlığı'ndaki tuzaklarTürkiye'ye bir '11 Eylül' gerekTerörle Mücadelede inisiyatif askerden alınmalı - 2Terörle mücadelede inisiyatif askerden alınmalı (1)Dünyanın 3. Ordusu şapkayı önüne koymalıİmralı PKK'nın Karargahı Mı?Şener Eruygur'a Ne Oldu?Bir Tarikat Partisi neden kapatılmaz?TSK zan altına sokulduÇürüğe çıkmanın dört yolu ve EminağaoğluDerin Devlet-AB Sarkacında TürkiyeCezaevi ziyareti!"1 Numara" ve Arap Ergenekon'uUçkur-Güvenlik ilişkisi veya uçkurundan yakalananlarKürtler ne zaman uyanacak?Türkiye ve Dünya'da yaşanan statüko değişimiBatı Ergenekon'un tasfiyesine nasıl bakar?Ayıyı yaralı bırakmakErgenekon Derin Yapı'nın neresinde?Kürtler mağdur da; Türkler memnun mu?Gerçek Kuvvacılar "D" Tipine KarşıAskeri müdahale başarısızlığa mahkumdurİhtilal heveslilerine!...Sonraki adım; Gül'ü indirmekTürkiye Cezayirleştirilmek mi İsteniyor?Son olaylarda ABD ParmağıYargıçlarımız aynaya bakmalı Millete güvenmeyen mandacı ve darbecilerMandacılık: kendi insanına, milletine güvenmediğinden, kendisini; “ülkesini idareden aciz” gördüğünden dolayı harici güçlerin himayesine ve yönetimine ihtiyaç duyma, başka bir gücün zilletine rıza gösterme demektir.
Birinci Dünya Savaşından sonra bazı aydınlar Türkiye’nin ABD gibi güçlü bir devletin himayesine girmesi gerektiğini savunuyorlardı. Bu amaçla, bu günkü darbecilerle aynı soydan gelen bir kısım aydınlar “Wilson Prensipleri Cemiyeti”ni kurdular. Halide Edip (Adıvar), Ahmet Emin (Yalman), Dr. Celâl Muhtar, Velid Ebüzziya, Ali Kemal, Celâl Nuri, ABD Başkanı Wilson’a bir mektup göndererek, Amerikan mandası isteğinde bulundular (5 Aralık 1918).
21. yüzyılı yaşıyor olmamıza rağmen birileri ısrarla darbeciliğe giden bütün yolları deniyor. Darbe planları deşifre ediliyor, 70 milyona madara oluyorlar, bütün konuşmaları, küfürleri, hakaretleri, demokrasiye tahammülsüzlükleri ortalığa saçılıyor; ancak bunlar darbeci niyetlerinden bir türlü vazgeçmiyorlar.
Bütün bu olanlardan sonra “millete tepeden bakan darbeci efendilerin” yüzünün kızarmasını ve darbe teşebbüslerinden nedamet duymasını beklersiniz değil mi?
Ama durum hiçte öyle görünmüyor. Bütün foyaları meydana çıkmasına, destekledikleri güdümlü partiler üst üste yenilgiler almasına, hatta siyaset sahnesinden silinmesine, medyaları dip yapmasına rağmen; bunlar millet iradesine teslim olma ve sandıktan çıkan sonuca boyun eğme niyetinde değiller. Bütünüyle eriyip marjinalleşene ve zarar veremez hale gelene kadar milletin bu cuntacı, seçkinci, aristokratik azgınlardan kendisini kollaması gerekiyor anlaşılan.
Peki, bu elemanlar demokrasiye, milletin iradesine, sandığa neden bu kadar tahammülsüzler?
Neden milletin dinine, kültürüne, tarihine sürekli sövüyorlar?
Neden tepeden inme, halka dayanmayan yollara tevessülden vazgeçmiyorlar? Nedir bunların derdi?
Yazılarımızı takip edenler bilirler bunlar bu topraklara “sonradan monte edilmiş”, “devletin mekanizmaları ve araçları ellerine teslim edilmiş”, ama üzerlerine güya “millici”, “ulusçu” libas geçirilmiş, kripto kökenli mandacılardır. Sakın bunların mübalağalı ve münafıkça söylemleri sizleri kandırmasın! Bunlar milletten, vatandan ve kutsal bütün değerlerden kopukturlar. Son neferlerine kadar da darbecilikten, mandacılıktan, milleti tahkir etmekten yılmayacaklardır.
Zira bunların bu topraklardaki temel misyonu milleti öldürmek; ama ondurmamaktır. Amaçları Türk insanının iradesinin etkin olmamasıdır. Bunlar gücün, iktidarın, hükümet etme araçlarının bir avuç mandacının, Beyaz Türk’ün ve onlara zağarlık eden “beyazlaşma arzusundaki şahsiyetini yitirmiş kesimlerin” elinde olmasının dışında bir ihtimali kabul etmezler. Kendilerine yüklenen misyona, varlık sebeplerine terstir bu durum. Buların temel misyonu yüz yıl önce batılı efendileri tarafından kendilerine teslim edilmiş mevzileri, millete rağmen ellerinde tutmaktır. Gücü ellerinden kaçırdıklarında her türlü provokasyonu, tahriki, düzmeceyi, kanlı eylemi, darbeleri kullanarak mandacı yapıyı ve ayrıcalıkları korur, millete aman vermezler.
Pek çok şahsi ihtirası, beklentiyi, rekabeti içinde barındırsa da; darbeleri planlayanların psikolojisi, ülkenin süregelen mandacı zihniyetin tekelinden çıkmamasıdır. Yaşanan bu kadar şeye, kamuoyuna mal olan hakikatlere rağmen askere, postala dayalı çözümler dayatanların niyeti mandanın kaymağını yemeye devam etmektir. Önceleri geniş kitleleri de kandırmayı ve onlardan oy almayı başaran mandacı ve anti-demokrat kesim, son yıllarda vatandaştan tümüyle ümidini kesmiştir. Ondan dolayı kendisine destek vermeyen, kendisi gibi düşünmeyen vatandaşı “göbeğini kaşıyan”, “bidon kafalı” adam olarak tahkir etmeye başlamıştır. Yoksa kapıları böyle kırmazdı bu kesimin kalemşorları.
Sandık sonuçları aleyhine geliştikçe, bu kesimin düşüneceği, deneyeceği tek yol, yöntem var; “darbecilik” ve “tepeden inme yöntemlerle devleti ele geçirmek”.
Bu topraklarda “darbecilik”, “sandığa tahammülsüzlük” bir ideolojiden, bir fikirden, bir siyasi görüşten beslenmez. Bu topraklarda “darbecilik” vatandaş düşmanlığından, Türk milletine ve değerlerine düşmanlıktan kaynaklanır.
Kandırılmış ve hadiselerin fakında olmayan bir avuç “Kek Türk” hariç bu ülkede, darbe ve vatandaşı dışlayan her türlü alengirli işlere bulaşanlar kripto ecnebiler ve mandacılardır.
Darbeciler dün ABD mandasında iş arıyorlardı. Bu gün Rusya ya dayanarak darbe yapma derdindeler. Ergenekoncular adresi son zamanlarda Rusya’ya çıkıyor. Anlaşılan mandacılığın ve ülkenin kaymağını yemeye alışmış kriptolar adres değiştirdiler.
Millete dayananların darbe yapmaya ihtiyacı olmaz. Ancak mandacıların, başkalarına dayananların veya milletten korkanların işidir darbecilik, cuntacılık.
Mandacı, ihtilalcı zihniyet ve şürekası, medyadaki takipçileri (finoları) millete vatandaşa güvenmez. “Kendi haline bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya kaçar” diyerek milleti kontrolü altına almak ister. Ama bu kesim kendi ayakları üzerinde duracak dirayete de sahip değildir, kendisine de mutlaka bir hami, mandacı arar bulur.
Bu kesim dün İngiltere’ye, Amerika’ya danışmadan, dayanmadan ihtilal teşebbüsünde bulunamıyordu. Son zamanlarda buralardan ümidi kestikleri için yeni mandacı buldular. Artık “Rusya”dan medet umuyorlar…
* * *
Açıktan darbe propagandası yapan NTV Şahenk ailesinin. Şahenkler ise ayrıcalıklı Beyaz Türklerin meskûn bulunduğu Niğde’nin Fertek ilçesindenler. Niğde’ye bitişik hale gelen bu ilçe cumhuriyet döneminde, bu özelliğinden dolayı onlarca paşa ve vali çıkarmış. NTV’yi sürekli takip ederim, ince ince ve usturupluca demokrasiye, vatandaşa en iyi giydiren medyamız olur kendileri. Onlarında diğer kardeşleri gibi mandacılık ve darbecilik histerileri gelmiş olmalı.