Akupunkturla kilo verilir mi?

Reflü, migren, boyun ve sırt ağrılarının tedavisinde kullanılan; sigara bırakmaya ve kilo vermeye yardımcı olan akupunktur tedavisiyle ilgili merak edilenler.


Radyo 7 programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının dünkü konuğu Dr. Hikmet Gülaçtı oldu. Gülaçtı, akupunktur tedavisi hakkında bilgiler verdi. Reflü, migren, boyun ve sırt ağrıları ve boyun fıtıklarının akupunktur sayesinde tedavi edilebildiğini söyleyen Gülaçtı, kilo vermede akupunkturun iştahı kesici bir yöntem olarak kullanıldığını belirtti.

Akupunkturu ‘deri üzerindeki belli noktalarının uyarılması neticesinde vücudun kendi kendini iyileştirme kudretinin açığa çıkarılması’ olarak tanımlayan Dr. Hikmet Gülaçtı ile Eda Çelebi’nin sohbeti:

EDA: Akupunktur nedir?
HİKMET GÜLAÇTI: Akupunktur binlerce yıl öncesine dayanan bir tedavi tekniğidir. Bazen bana işe yarıyor mu yaramıyor mu diye sorarlar. Bende şöyle cevap veriyorum: 3000 sene öncesinden beri kaybolmamışsa akupunkturun bir yararı vardır. Bu teknik çok uzun yıllardan sonra hala gündemdeyse ve hala kullanılıyorsa bununda bir hikmeti vardır. Akupunktur deri üzerindeki belli noktalarının uyarılması neticesinde vücudun kendi kendini iyileştirme kudretinin açığa çıkarılmasıdır. Vücutta bazı nedenlerden dolayı yaralar oluşabiliyor. Bir süre sonra hiçbir müdahale de bulunmaksızın bu yaraların iyileştiğini görürsünüz. Kabuklanma olur, sonra o kabuk düşer ve sanki hiç yaralanmamışsınız gibi iyileşirsiniz. Bunu yapan şey vücudun kendini iyileştirme mekanizmasıdır. Biz buna yara iyileşme mekanizması deriz. Yarayı iyileştirebilen bir vücut her şeyi iyileştirebilir. Bu sebeple akupunktur tedavisi vücudun içimizde bulunan gücünü, mekanizmayı harekete geçirerek birçok hastalığı tedavi edebilen bir tekniktir. Bu teknik dünyanın her tarafında uygulanıyor. Uzakdoğu’da başlamış sistematiğini de Çinliler yapmış.

EDA: Türkiye’de ne kadar süredir kullanılıyor?
HİKMET GÜLAÇTI: Yaklaşık 30–35 senedir bilinen bir yöntemdir. Ama son 20 senedir çok daha yoğun bir şekilde tedavilerde uygulanıyor. Bu teknik Türkiye’de zayıflama olarak biliniyor. Ama bunun yanı sıra birçok hastalığı tedavi edebiliyor. Meslektaşlarımızın tedavisinin olmadığını düşündüğü birçok hastalık da akupunktur sayesinde iyileştirilebiliyor.

EDA: Bunlar hangi hastalıklar?
HİKMET GÜLAÇTI: Mesela reflü hastalığı birçok insanı rahatsız ediyor. Reflü midede ki sıvının yemek borusuna doğru kaçarak o bölgede tahribat yaptığı bir hastalıktır. Eğer bu durumda ki bir hasta da cerrahi müdahale çok gerekli değilse bunu akupunkturla tedavi edebiliyoruz. Migrende yine insanları çok rahatsız eden ve bol miktarda ilaç kullanmayı gerektiren bir hastalık. Buna rağmen ilaçlarla sadece semptomlar iyileştirilebiliyor. Ama akupunkturla içerideki kendi kendine iyileştirme sistemini uyandırarak hastayı tedavi etme şansımız var. Migrende çok da yüksek başarılar elde ediyoruz. Boyun ağrıları, sırt ağrıları, boyun fıtıkları… Eğer ameliyat kesinlikle şart değilse bu hastalıkları tedavi edebilme şansına sahibiz.

EDA: Zaten hastanın ameliyatlık bir durumu yoksa fizik-tedavi yöntemiyle de tedavi edilebiliyor değil mi?
HİKMET GÜLAÇTI: Evet, bu konuda fizik-tedavi uzmanları da çok büyük çaba sarf ediyorlar. Ama biz ufak tefek birkaç iğne batırmakla bu işi çözebileceğimizi biliyoruz. O yüzden bu yöntemin herkesin aklının bir köşesinde kalmasını isterim. Mesela diz ağrıları olabilir, diz kireçlenmeleri olabilir, kısacası kireçlenmelerin hüküm sürdüğü bütün eklemlerde akupunktur iyileştirmek o rahatsızlığı iyileştirme şansına sahiptir.

EDA: Her şeyin başı sağlık ve sağlıklı olmak içinde sigaradan uzak durmak gerekiyor. Sigara birçok hastalığa yol açtığı gibi kansere de neden olabiliyor. Bu anlamda da insanlara yardımcı olabiliyor musunuz?
HİKMET GÜLAÇTI: Çok yardımcı oluyoruz. Hele de sigaranın yasaklanmaya başlandığı şu zamanlar bizim için çok avantajlı zamanlar. Artık insanlar sigara içmekte zorlanıyorlar. O yüzden bir an evvel kararlarını verip akupunktura gelmeliler. Çünkü bu yöntemin çok rahatlatıcı etkisi var.

EDA: Sizce bu cezalar caydırıcı oldu mu?
HİKMET GÜLAÇTI: Onu bilmiyorum ama bu durum bizim işimize çok yaradı. İnsanlara hep sigarayı bırakırken sigarasız ortamlarda bulunmaya çalışın diyoruz. Onların bu ortamları sağlama imkânları çok yükseldi. Eskiden böyle bir şey yoktu. Her ortamda sigara içilebiliyordu. Şimdi yakın zamanda artık tamamen bütün kapalı mekânlarda sigaranın yasaklanacağı bir döneme giriyoruz. Bu sayede sigarayı bırakmak isteyen hastalarımız çok daha rahat ve huzurlu olacaklar. Bizim de işimiz çok kolaylaşacak.

EDA: Akupunktur tedavisine başlamadan önce herhangi tıbbi bir sorunla karşılaşıp karşılaşılmayacağını önceden bilebiliyor musunuz? Tahliller yapıyor musunuz?
HİKMET GÜLAÇTI: Bizler akupunkturu genellikle muayenehaneler de yapıyoruz. Genelde muayenehanelerimize yürüyerek gelen insanları muayene ediyoruz. Diğerlerinin mutlaka hastane de tedavi edilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bu sebeple yatalak hastaları tedavi için alamıyoruz. Genelde bize kronik hastalar gelirler. Bunlar da hayati tehlike taşıyan hastalıklar olmazlar. Cerrahi müdahale gerektirmeyen bütün hastalıklar bizim kapsama alanımıza giriyor. O kişileri rahatlıkla tedavi edebiliyoruz. Hastalar bize gelirken zaten birçok tetkikten geçtikten sonra geliyorlar. O kişiler pek çok branşı gezmiş ve son çare olarak bizi görüyor olarak geliyorlar. Aslında başlangıçta da bize gelebilirler ama maalesef mekanizma böyle işlemiyor. Öncelikle mutlaka tıbbın diğer branşlarına gidiyorlar. Oralar da çaresiz kalınca bizim kapımızı çalıyorlar.

EDA: Meslektaşlarınız o hastaları sizlere yönlendiriyor mu?
HİKMET GÜLAÇTI: Ne yazık ki o konuda öyle bir dayanışma içinde değiliz. Aslında olması gereken budur. Çünkü bizler şifa dağıtıcılarız. O sebeple birbirimizle paslaşmamız gerekir.

EDA: Akupunkturun herhangi bir yan etkisi var mı?
HİKMET GÜLAÇTI: İyi eğitim almış, tecrübesi olan, hasta-hekim ilişkisinde başarı sağlayan hekimlerin elinde akupunkturdan asla zarar gelmez. Çünkü netice itibariyle çok küçük bir iğneyi küçük bir dozda cildin üzerine batırıyorsunuz. İnsanlar dikiş dikerken nasıl ellerine iğne batıyorsa ona benzeyen çok küçük bir acı hissettirebilir. Vücudun birçok yerinde noktalarımız vardır. Biz o noktaları özel olarak reçetelendiririz. Asla enfeksiyon yapmaz. Asla bulaşıcı hastalık taşımaz. Tek kullanımlık iğneler vardır. Bu iğneler de çok ucuzdur. Bu sebeple Hipokrat yemini etmiş bir hekimin yanlış bir şey yapacağına inanmıyorum. İnsanlar korkmadan, huzur içinde akupunktur hekimlerine gelebilirler. Acı konusunda da korkmasınlar. Bu acısız bir yöntemdir.

EDA: Akupunktur tedavisiyle ilgili sağlık bakanlığının da bir yaptırımı var mı?
HİKMET GÜLAÇTI: Elbette ki var. Türkiye’de akupunkturu uygulayabilmeniz için mutlak surette hekim olmanız gerekiyor. Tıp fakültesini bitirmiş diplomalı bir hekim olmanız şart. Ondan sonra da aldığınız eğitimi belgeleyen sertifikalarınızın olması lazım ve bunun sağlık bakanlığı tarafından onaylanması lazımdır. Açtığınız muayenehanenin akupunktur tedavisine uygun bir muayenehane olması lazımdır.

EDA: Bunun tıp fakültesinde herhangi bir branşı var mı?
HİKMET GÜLAÇTI: Yok ama şu anda belli üniversitelerde akupunktur eğitimi veriliyor.

EDA: Akupunkturla zayıflama esnasında dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
HİKMET GÜLAÇTI: Zayıflamak için birkaç şeye ihtiyacımız var. Birincisi niyettir. Niyet burada çok önemlidir. Sonrada sabırdan ve sebattan bahsediyoruz. Önce niyet edeceksiniz, verilen uygulamaları gerçekleştirebilmek için sabır göstereceksiniz ve de işin neticesini alabilmek için sebata ihtiyacımız var. Bir insan bu üç duyguyu da yaşayabiliyorsa başarıya da ulaşabilir. Akupunkturda asıl olan kişinin karar verebilmesidir. Bize gelen insanlar bir şeylere karar vermiş olan insanlar oluyor. Başkalarının zoruyla gelen insanlar başarılı olamıyorlar. Bu şekilde kararlı gelen insanlarla işimiz çok daha kolay oluyor. Zayıflama sırasında uygulanan diyetlere bağlı olarak ya da kalori azalmasına bağlı olarak, hele de başlangıçta kan şekerinin düşmesine bağlı olarak el ayak titremeleri meydana gelebiliyor. Tansiyonu da etkileyebiliyor ama daha çok kan şekerinin düşmesine bağlı olarak el, ayak titremeleri, uykuya meyil, sersemlik, şuur bulanıklıklarına kadar varan kan şekeri düşüklükleri oluyor. Kişiler şiddetle yeme arzusunda oluyorlar ve yiyorlar. İşte akupunktur bunları toparlayabiliyor. Bu yöntem mide hastalıklarında etkili oluyor. Mide yanmaları, mide kazınmaları gibi rahatsızlıklarda çok tesiri oluyor. Akupunktur sırasında insanlar mideleriyle alakalı bir problemden dolayı yemek yiyemiyorlar. Beyinde dış ve iç çekirdek denen bir bölge var. Bunun bir tanesi açlığı bir tanesi de tokluğu organize ediyor. Deney hayvanlarında inceliyorlar ve eğer beynin tokluk kısmı uyarılıyorsa deney hayvanları hiçbir şey yemiyorlar. Açlık kısmı uyarıldığında da önlerine ne konsa yiyorlar ve devamlı açlık hissediyorlar, doymayı bilmiyorlar. Maalesef insanlarda da bu var. Gece yarısı kalkıp yemek yiyorlar. Obezite de böyle başlıyor. Akupunktur bu tarz uç noktaların önüne geçiyor ve iştahı törpülüyor. Hastanın yine iştahı oluyor ama aşırı yemek yemeyi engelliyor. Kişinin tatlıya çok meyili varsa tedaviden sonra dönüp bakmayabiliyor. Ya da canı istiyor ama kendini durdurabiliyor.

EDA: Kişinin çalışma temposunu bozmadan da zayıflaması mümkün oluyor mu?
HİKMET GÜLAÇTI: Akupunktur tedavisi insanlara böyle bir şans veriyor. Bugüne kadar akupunkturla zayıflattığımız insanlarda çok şükür ki bir sağlık problemi yaşamadık. Akupunkturun vücudu dinamik tutucu, enerjisini arttırıcı, güç verici bir etkisi var. Kişi gün içerisinde enerjik oluyor, işini aksatmıyor. Uykuya meyil ve sersemlik hali ortadan kalkıyor.

EDA: Akupunktur çocuklara da uygulanabiliyor mu?
HİKMET GÜLAÇTI: Elbette uygulanabiliyor. Küçük yaştaki çocuklardan 70 yaşındaki insanlara kadar kısacası herkeste akupunkturu uygulayabiliyoruz. Yeter ki o kişiler bize yürüyerek gelsinler. Çocuklarda iğne korkusu oluyor. Onlara da lazer akupunktur dediğimiz yöntemi uyguluyoruz. Burada yeter ki noktayı bir şekilde uyarın. Neyle olursa olsun yeter ki o noktayı uyarın. Lazer ışıklarıyla da uyarabiliyorsunuz. Eğer kişide ağır bir enfeksiyon tablosu yoksa, yatalak hasta değilse bu hastaların hepsini tedavi edebiliyoruz.



Haber 7