Cemal DEM?R Haber 7 / New York Gelse Hazreti ?eyh ?azeli ol Starbucks’a..! Efsaneye göre 10 ya da 13’ncü yüzy?lda Kalid adl? keçi çoban? Arap dervi?, Habe?istan’?n güneyindeki Koffa bölgesinde otlatt??? keçilerinin bir bitkiyi yedikten sonra gece uyumad???n? ve çok hareketli oldu?unu farkeder. Bunun s?rr? nedir diye kendisi de yiyince, kahvenin ho? kokulu tarihi ba?lar. Ba?lang?çta yakla??k 3 as?r bu?day gibi muamele görür. Çekirdekleri ö?ütülerek un haline getirilir ve ekme?i yap?l?r.
Kahve çekirde?inin kavrulup kaynat?larak içecek haline gelmesi Yemen’in Moka bölgesinde
Hazreti ?azeli ya da onun dergah?n?n dervi?lerince olur. Bu sebeple kahveci esnaf?n?n piri Hazreti ?azeli’dir. Salâh Birsel’in “Kahveler Kitab?” adl? de?erli eserinde Ahmet Efendi kaynak gösterilerek kahveyi ?eyh ?azeli isimli bir ehl-i tarikin buldu?u anlat?l?r. 1980’den sonra ‘
be?i bir yerde’nin foto?raflar? as?lmadan önce yüzy?llarca kahvehanelerin duvarlar?nda as?l? duran “
Ya Hazreti ?eyh ?azeli” levhalar?n?n s?rr? budur.
Avrupal?lar Türklerden ö?rendikleri kahve’ye
café(kafe) dedi. ??in ac? taraf? bugün Türkler bile kahve sat?lan mekanlara “kafe” diyor. Dünyada bugünkü modern anlam?yla ilk “kafe” yani ilk
kahvehane ?stanbul’da Tahtakale’de aç?ld?. Ünlü tarihçi Peçevi, “
1555 senesinde, ?stanbul’a Halep'ten Hakim ad?nda bir herif ile ?am'dan da ?ems ad?nda bir zarif geldi?ini” yazar. Salah Birsel "Kahveler Kitab?"nda, Peçevi'nin ?stanbul'da aç?lan ilk kahvehane hakk?nda yazd?klar?n? ?öyle aktar?r: "Bunlar Tahtakale'de bir büyük dükkan aç?p 'kahvefüru?luk'a ba?lam??lar. Keyiflerine dü?kün kimi 'yaran? safa' özellikle 'okur-yazar makulesi'nden nice zarifler buralarda toplan?r. Kimi kitap okur, kimi tavla oynar, kimi satranca gömülür. Kimilerinin getirdi?i 'nevgüfte' gazeller ise sanat üzerine konu?malara yol açar. Dostlar? bir araya getirmek için 'nice akçeler ve pullar' sarfedip ?ölen yapanlar art?k burda bir-iki akçe kahve paras? vermekle bir araya gelir oldular. Kad?lar, müderrisler, bekarlar, i?ten at?lm?? memurlar, k?sacas? devlet büyükleri d???nda herkes "Böyle e?lenecek ve gönül dinlenecek yer olmaz" deyip kapa?? buraya atarlar. Öyle ki; kimi zaman kahvehanelerde oturacak ve duracak yer bile bulunmaz.”
?stanbul’daki kahvehanelerde kahveyi tadan Venedikli tüccarlar 1615’te kahveyi Venedik’e getirdi. Avrupa’daki ilk “kahvehane” 1645 y?l?nda Venedik’te aç?ld?. Paris’e ilk kahveyi tan?tan ise Sultan 4. Mehmet’in 1669 y?l?nda Fransa’ya elçi olarak gönderdi?i
Ho?sohbet Süleyman A?a oldu. ?smi ile müsemma bu büyü?ümüz, yan?nda götürdü?ü ‘sihirli içecek’ ile Paris sosyetesinin akl?n? ald?. Ve 1686 y?l?nda “
Café de Procope” ad?yla Fransa’n?n ilk kahvehanesi aç?ld?. K?sa sürede Paris entelektüel hayat?n?n merkezi haline gelen Café de Procope, Voltaire, Rousseau, Diderot gibi birçok ünlü entelektüelin ilk defa kahveyi tatt??? mekand?r, Ansiklopedi’nin do?du?u yerdir. Efsanevi Viyana kafelerinin hikayesi ise Viyana Ku?atmas?ndan sonra Osmanl? ordusunun geride b?rakt??? 400 torba kahve çekirde?inden do?du.
?ngilizler ise ilk defa kahve ile, 1637 y?l?nda Oxford Üniversitesinde Türkler sayesinde tan??t?. ?ngiltere’nin ilk kahvehanesi 1650 senesinde Angel ad?yla Oxford’ta aç?ld?. 2 y?l sonra eski bir ?stanbul Ermenisi, Londra’n?n ilk kahvehanesini açarak Türk kahvesi satmaya ba?lad?. Kahve, bugün dünyadaki en büyük tüketim pazar? olan Kuzey Amerika’ya ise 1668 senesinde geldi ilk kez. K?tan?n ilk kahvehanesi, 1668 senesinde New York’ta aç?lan “
The King's Arms" kafedir. 1770’li y?llarda ise Portekizli tüccarlar bugün dünyan?n en büyük kahve üreticisi olan Brezilya’ya ilk kahveleri getirdi.
Kahvehanenin do?u?u, soyolojik geli?mede bir dönüm noktas?d?r. Kahvehane sohbetleri, do?u toplumunda sosyal yap?y? as?rlarca sürecek br dalga ile derinden de?i?tirir. Bat?da ise çok daha ciddi siyasal sonuçlara yol açar. Erkeklerin kahvehaneye bu yo?un ilgisinin sebepleri üzerine çok yaz?lm?? çok söylenmi?. Ama,
Montesquieu’nun,
Acem Mektuplar?’nda, “
kahvehaneden ç?karken kendinizi girdi?iniz andakinden 10 kat daha ak?ll? hissedersiniz” tespiti, belki hepsinden çok ?ey anlat?yor.
Kahvehanenin oynad??? sosyopolitik role bak?nca, kahvehanelere 16’nc? ve 17’nci yüzy?l?n “interneti” diyesim geliyor. Do?u’da da Bat?’da da 16’nc? yüzy?la kadar insanlar?n yo?un olarak bir araya geldi?i tek yer ibadethanelerdi. Kahvehanelere ilk ilgi gösterenler entelektüeller, ?airler, filozoflar, musiki?inaslar oldu. Kahvehanenin sebep olabilece?i de?i?iklikleri en ba?ta statüko hissetti. Ve çok geçmeden sudan bahanelerle kahvehanelerin kapat?lmas? furyas? ba?lad?.
?eyhülislam Ebusuud Efendi de bu içtihada kat?ld? ve “kömürle?me derecesinde kavrulan yiyeceklerin caiz olmad???” fetvas? ile kahveyi ve kahvehaneyi me?ruiyet d??? b?rakt?. Padi?ah bu dini fetvay? tasdik etmedi ancak, kahvehanelerin “düzeni tehdit eden bir fesat yuvas?na dönü?tü?ü” iddias?, II. Murat’?n bu mekanlar? toptan kapatma karar?na yol açt?. Ta ki ?eyhülislam Bostanzade Mehmet Efendi’nin kahve çekirdeklerinin kömürle?meden kavrulabildi?i fetvas? ile III. Murat’?n yeniden kahvehane aç?lmas?na müsaade etmesine kadar…
Ayn? y?llarda Papa Yedinci Klement ise kahveye “
Müslüman içece?i” oldu?u gerekçesiyle sava? açt? ve yasaklad?. Ancak Papa da Avrupal?y? “a?z? olan?n kiliseyi ve yönetimleri ele?tirdi?i” kahvelerden uzak tutmada ba?ar?l? olamad?. ?ngiltere Kral? II Charles da kahvehanelerde yönetime kar?? as?ls?z haberlerin dedikodular?n yay?ld???ndan muzdaripti ve sonunda 1675 y?l?nda Londra’da say?s? h?zla artan kahvehaneleri kapatma karar? ald?. ?ngiliz Kral?n kapatma gerekçesi de YouTube yasa?? gibiydi; “being dens of sedition (fitne yuvalar? haline dönü?mek)”. O da ba?ar?s?z oldu.
Kahvehaneleri kapatmaya çal???p ba?ar?s?z olan bir ba?ka Avrupa hükümdar? ise 1777 y?l?nda Almanlar?n ünlü lideri Büyük Frederik oldu. Onun gerekçesi daha milliyetçiydi. Türk kahvesinin Alman biras?n?n yerine geçmesinden endi?e ediyordu. Kahvehanelerin sosyal ve entelektüel hayatta oynad?klar? rol 20’nci yüzy?lda bile devam etti. Örne?in modern Frans?z felsefesi, Sartre’dan Simone de Beauvoir’a, Albert Camus’dan Picasso’ya kadar birçok yazar ve sanatç?n?n tak?ld??? Paris’teki
Les Deux Magots kahvehanesinde do?du. Londra’daki kahvelere 1 penny(cent) veren herkes girebiliyordu. Kap?da 1 penny’i veren içerde istedi?i kadar kahve içerdi. Bu sebeple, Londra’da kahvehanelere “
penny üniversitesi” dendi. Bu kahvelerde gazetelerin yan? s?ra “
runner” denen hizmet de verilirdi. ‘Runner’ denen ki?iler ayakl? internet a??yd?. Ald?klar? haberleri kahve kahve dola??r yayard?. Kahve sahibinden bah?i? al?rlard? bu hizmet için.
Kahve bizim için yüzy?llarca bir hayat tarz? oldu. Sabah güne onunla ba?lard?k. Ancak aç kar?na içilemeyece?inden once midemize
kahve alt? olacak peyniri böre?i ve benzeri yiyece?i indirirdik. Erkekler, gün içinde vaktin bir bölümünü birer kültür ve e?lence ortam? olan kahvehanelerde geçirirdi. Kad?nlar, kahveden fal bakt?r?rd?. Türk kahvesi dünyada telvesiyle ikram edilen tek kahvedir. Bu sebeple, kahveyi içtikten sonra fala bakma imkan? veren tek kahve.
Ancak 20’nci yüzy?lda kahve kültürüyle ba??m?z dramatik bir kopu? ya?ad?. Bugün hayat?nda bir kere bile “Türk kahvesi” içmemi? Türkler var. ?stanbul’da bugün kahve servis eden mekanlar?n nerdeyse tamam? kendini
kahvehane de?il de
kafe olarak tan?t?yor ve bunlar?n birço?u bir ?ekilde Bat? ülkelerindeki kahve zincirleriyle irtibatl?. Kentlimiz zürefam?z bu mekanlara gidip, “
mocha”, “
caffe latte” , “
espresso” , “
cappuccino”, “
nescafe” içiyor.
Espresso, kendi özel makinesiyle haz?rlanan yo?un ve koyu bir ?talyan kahvesi. Asl?nda bizim “
m?rra” kahvesini and?r?r. Ad?n? Arapça ac? anlam?na gelen “mur” kelimesinden alan ‘m?rra’, Urfa’da Oxfortlu olmad??? için b?rak dünyay? Türkiye içinde bile ?öhrete kavu?amad?.
Cappucino, üzerine ç?rp?lm?? süt kremas? köpü?ü eklenen bir çe?it espresso’dur. Ad?n?, külahl? kahverengi pelerinler giyen Frensiskan ke?i?lerin tarikat?ndan al?yor. Bizim “kap?on” ya da “kapü?on” dedi?imiz mont kaban ba?l??? da asl?nda ayn? kelimedir. Üzerine kremal? süt köpü?ü döküldü?ünde ald??? görünüm bu ke?i?lerin görünümünü and?rd??? için bu içecek bu isimle an?l?yor. “
Latte” italyanca süt demek. “
Caffe Latte” , “
sütlü kahve” demek. “
Mocha” kahvenin kayna?? Yemen’in
Moka ?ehrinden al?yor ismini. Latte’ye çikolata tozu ya da ?eker kat?larak haz?rlan?yor.
Nescafe ise haz?r kahvenin dünyadaki yayg?n ismi haline geldi. Oysaki, Nestle firmas?n?n özel markas? ve Nestle ile Café kelimelerinin birle?mesinden olu?mu?.
Kahve kültürü, ABD’deki yerini ise güçlü ?ekilde korumaya devam ediyor. Ülkenin en popüler televizyon dizilerinde bile, kahramanlar sürekli, kahvehanede geçirmekte vaktini. Örne?in, Türkiye’de bile fazla say?da takipçisi olan ünlü
Friends dizisinin 6 kafadar?, bo? vakitlerinin nerdeyse tamam?n? “
Central Perk” adl? kahvehanede geçiriyor. “
Frasier” dizisinde de Frasier ve Niles karde?ler sürekli Café Nervosa’da bisküvi e?li?inde latte içerek sohbet ediyorlar. Yine, nerdeyse bütün Amerikan sinemas?nda polisler, acil yard?m telsiz anonslar?n?
Dunkin Donuts’ta bagel e?li?inde kahve içerken al?yor. Britanyal? yazar
Philip Nolan, Daily Mail gazetesinde yay?nlanan bir yaz?s?nda, Friends ile Fraiser dizilerindeki kahramanlar?n, bar ortam?nda de?il de kahvehanede tak?lmalar?n?n, son y?llarda ?rlanda’da kahve kültürünün h?zla yay?lmas?na yol açt???n? yazd?.
Bizde kahveler hep pinekleyen tembel insan yata?? gibi resmedilerek bir kültür toptan mahkum edildi maalesef. Ben bu sebeple, aziz büyü?ümüz
Heredot Cevdet’in, ‘
Kahve milletinin insanlar?’na ve kahvehaneye itibar?n? iade eden civanmertli?ini s?k s?k minnet ve hürmetle anar?m.
Türkü, Kürdü, Arab?, Laz?, Çerkezi, Rumu, Ermenisi, Alevisi, Sünnisi, ortak sabr?m?z?n, ortak bekleyi?imizin, ortak dertlerimizin, ortak sevinçlerimizin, mezuniyeti
40 y?l süren mektebiymi? kahvehanelerimiz. Bu hayat mekteplerinden, “hürmet” ve “?syan ahlak?” aras?ndaki dengeyi ya?ayarak ö?renen “adam” yeti?irmi? vaktiyle.
Her seherde besmele ile aç?l?r dükkan?m?z
Hazreti ?eyh ?azeli’dir pirimiz üstad?m?z!
Starbaksizasyon mahsulü tüketiciler olduk ç?kt?k Ya Hazreti ?azeli!
Medet!
Cemal DEM?R – Haber 7 cemaldemir111@gmail.com