Ruh HaLi : Hangi ülkedensiniz : Mesaj Sayısı : 1060 Teşekkür Sayısı : 1847 Kayıt tarihi : 01/11/08
Konu: Aile gürültüdür!.. Çarş. Ağus. 05, 2009 9:55 pm
Curcuna… Koşuşturmaca… Kovalamaca… Kavga… Bağrışma…Akşama kadar başı şişer (!) birçook annenin…Kimin kimi sevdiği belli değilldir evde…Kimin kime kızdığı…Kimin kimi çimdiklediği… Hep “o” başlatmıştır tartışmayı…”Bunu kim böyle yaptı?” diye bağırarak işe başlayınca anne, doğal olarak da suçluyu (!) asla tayin edemez… Çünkü hep “O başlattı anne… benn hiçbir şey (Bilinmeyen) yapmadım…” cevabını alır çocuklarından. … Ayyy ne gürültü!.. … Gürültü mü?.. Şimdi biz bütün bu olanları sadece “gürültü” olarak mı değerlendireceğiz?
Eğer başlangıçta anlatılanların “gürültü” olduğunu düşşünüyorsanız lütfen bu yazıyı çook ama çook dikkatli okuyun…
Bu ve bennzeri şikâyetleri olan ailelerle bir araya gelince; çook sevdiğim ve fikirlerini kenndime yakın hissettiğim sevgili Talat Parman’ın “Aile Gürültüdür” başlıklı yazısı aklıma geliyor hep…
…
Aile gürültüdür!..
Doğal seslere çağrışım yapan “gür” kökünden türetilen gürültü, çıkış tanımından da anlaşılacağı üzere insandan gelen, doğal seslere işaret ettiği gibi, şiddeti de çağrıştırmaktadır.
Gürültü doğallıksa, doğal seslere işaret ettiği anlaşılmışsa -ki tam olarak böyle anlaşılmalıdır- gürültünün, ailesel anlaşım anlarının olmazsa olmaz koşullarından birisi olduğunun da anlaşılması gerekir.
Ailesel anlaşım anları ne demek?
Ailenin, ailenin tüm bireylerinin birlikte yaşadığı, paylaştığı özel anlardır.
Böyle anlar günde, hatta haftada kaç kez geçiyor ki elimize? Demek ki bu anlar, gerçekten özel anlar olmayı başarıyor bir anlamda…
Evlerde ortak alanlar vardır. Olmalıdır da. Salon gibi, mutfak gibi ortak alanlar…
Bu alanların, özel “an”larla süslendiği en önemli zamanlar, ailece birlikte yemek yediğimiz anlardır. Aile içindeki eşitsizliğin altının daha az çizildiği, kuşaklar ve cinsler arası farkın daha az belirgin olduğu anlar, masa başında yemek yediğimiz zamanlardır.
Bu nedenle birlikte yemek yemek, aile için etkileşim ve aile içi paylaşım açısından son deRrece önemlidir.
Yemeğin hazırlanıp sunulması kadar, tüketilmesi de törensel özellikler taşır. Yemeğin tüketiminin paylaşımı, insanın biyolojik ihtiyacını gideRrmesinin çook ötesinde bir anlam taşır. Sofra başında, ailenin kültürü çocuklara yansır.
Günümüz ailesin için, bir masa çevresinde toplanmak ve birlikte yemek, ailenin tüm bireylerinin kuşak ve cinsiyet farkı gözetmeksiziin birlikte/eşit olmaları demektir. İletişim, birlikte olma, dayanışma, paylaşma anıdır bu…
Ancak bu anlar, ailede gerginliklerin ortaya çıkmasına, karşılıklı hesapların görülmesine ve ailenin özellikle kriz dönemlerine de tanıklık edeRr. Yemekler, bu zorlu konuşmaların yaşandığı anlar bile olabilirler…
Öyleyse hemen önemli bir saptama yapmak gerekir.
Gürültü, yalnızca ailenin oluşumunda ve temellerinin atılımında yoktur. Ailenin yaşamını sürdürmesinde de vardır.
Gürültü kimi kez rahatsızlık verir, hatta korkutucu bile olabilir. Ama aynı zamanda yaşam ve canlılık da demektir.
…çünkü asıl rahatsız edeci ve korkutucu olan sessizlik değill midir?
…
Beynime kaydettiğim bu düşşünceleri, kenndi ifadelerimle sizlerle paylaşmak istedim.
Ama isterseniz son bÖlüm (sonsuz başlangıç)ünü Talat Parman’ın cümleleriyle noktalayalım:
“Riminili dahi sinemacı FredeRrico Fellini, çooklarına göre ( öyle bildirilmiştir ) en iyi filmi olan ve Anımsıyorum’ anlamına gelen Amarcord da, 30′lu yılların tipik bir İtalyan ailesinin yaşamını, küçük bir çocuğun, Tita’nın gözünden aktarır.
…
Amarcard, kimilerinin becerikli bozguncu olarak tanımladığı FredeRrico Fellini’nin bu hüzünlü filmi, tüm erkelerin kalbini çalan kasabanın güzeli Gradisca’nın, bir jandarma subayıyla evlenip, uzak bir yöreye gitmesinin kutlandığı düğün yemeğiyle biter.
Herkes, neşe ve hüznün karmakarışık olduğu ve kaçınılmaz olarak gürültülü bir coşku içinde fotoğrafçıya poz verirkenn, filmin ilk sahnesinde de olduğu gibi, küçük pamuk kümelerini andıran şey (Bilinmeyen)tanarabaları uçmaktadır gökte. Tapınağa sessizce konan şey (Bilinmeyen)tanarabaları bir yılın bittiğini muştulamaktadır. Yalnızca bir yılın mı? Hayır… aynı zamanda Titta’nın çocukluğunun, yani bir dönemin de bittiğini!
Peki, biten çocukluğumuzdan bize hangi gürültüler kaldı?
Erişkin yaşamımızın sessizlik anlarında, evimizin, ailemizin bugün belki de Artık (gayrı) çoğu Hayattta olmayan kahramanlarının gürültülerini duyar gibi oluruz.
kenndi kurduğumuz evlerde, ailelerde, geçmişin silinmeye yüz tutmuş gürültülerini, hiçbir zaman aynısı olmayacağını bilerek yenilemeye çalışırız…
Cuma Ekim 06, 2023 8:38 am tarafından 
