Ruh HaLi : Hangi ülkedensiniz : Mesaj Sayısı : 1060 Teşekkür Sayısı : 1847 Kayıt tarihi : 01/11/08
Konu: bayramda cocuk olmak Perş. Kas. 26, 2009 1:28 am
Hepimiz merhum sanatçı Barış Manço’nun “Bugün bayram, erken kalkın çocuklar…” şarkısını bilir, her bayram sabahı gayriihtiyarî bu şarkıyı söyleriz. Gözlerimizi ovuşturarak yatağımızdan kalkmaya çalışırken erken saatte yayınlanıp televizyondan duyulan bu neşeli şarkı ile “Aaa doğru ya, bugün bayram!” diyerek kendimize geliriz. Ama çocuksak erken kalkmak için televizyona gerek kalmaz. Ne hikmettir bilinmez bayram sabahı kendi kendine uyanır, erkenden ayaklanır onlar.
Şahsen ben hatırlarım da, yatağımda herkesten önce uyanır, annemin bizi kaldırmaya gelmesini beklerdim. Hatta yeni uyanıyormuşum gibi numara bile yapardım. Eh, bayramı günün ilk ışıklarıyla en önce ben karşılardım. Çocuklukta keramet mi vardı neydi, şimdi bizi kalkacağımızdan umudu kesmiş olan annelerimiz değil de çok önce uyanan kardeşlerimiz uyandırır. Lakin işitmez kulaklarımız onun “Kalk artık sabah oldu, bugün bayram.” sözlerini. Görmez mahmur mahmur bakan gözlerimiz onun heyecanını, hevesini. Bayram çocuk için farklı, büyükler için farklı işte. Ama bayramda çocuk olmalı, hiç değilse çocukluğunu hatırlamalı. Çünkü çocuk olmak başkadır bugünde. Barış ağabeyin şarkısını söylemek için yetişkin olmak şart değildir, öyle hissetmek ve olgun bir birey edasıyla söylemek kâfidir. Tabi sadece şarkı mırıldanmak değildir… Bayramlık denen bir şey vardır. Yepyeni ayakkabılar, yeni giysiler ve cepte tertemiz mendiller… Onları özenle yatağının başucuna koymak, birlikte uyumak, hatta heyecandan uyuyamamaktır. Bayramda çocuk olmak sadece yeni giysiler değil, “Baba beni de götür” diyerek camiye, bayram namazına gitmektir. Amcalar, dedeler secdeye kapanırlarken başını tavana dikip caminin çinilerini seyretmektir. Hatta mahalleden bir arkadaşını görünce ona fısıltıyla seslenmek, namazı bozmak pahasına el sallayarak “Ben de buradayıımmm!”diye işaret etmektir. Bir taraftan da göz ucuyla arkadaşının elbisesini incelemek, hangimizinki daha güzel diye değerlendirmektir. Bu arada her şeye rağmen namaza geri dönmek, bozuntuya vermemektir. Cemaat dağılınca eve gelmek büyükten küçüğe doğru herkesin elini sırasıyla öpmektir. Bu merasimin ardından da bayram sofrasına oturmak, bugüne özel ziyafeti önce iştahla seyretmek daha sonra da bu harikulade sofranın mimarı olanların “Hadi buyurun…” diyerek ettiği davete iştirak etmektir… Yemeğin üzerine ikram edilen şekerden teşekkürle almak, şeker biriktirme yarışmasını kazanmak için onları mide yerine ceplere indirmektir. Neşe içinde yenen yemeğin ardından bayram ziyaretlerine geçilir. Akrabalarla, komşularla, dost ve arkadaşlarla bayramlaşmak, dargın olanları barıştırmak gerekir. Bugün bayramdır, kaynaşma ve paylaşma zamanıdır. Dahası bayram baklavadır, kadayıftır, mis gibi Türk kahvesini yudumlamaktır. “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım”dır. Çocuk için ise el öpmektir, “El öpenlerin çok olsun” demektir.
Bayram demek; yeni giysiler, ayakkabılar, dolgun harçlıklar, rengârenk şekerlemeler… E, bir çocuk daha ne ister? Dayı bey gelince kumbarayı şıkırdata şıkırdata getirip, görebileceği yere yerleştirmek; “Dayı, bak ben para biriktiriyorum, senin de katkılarını bekliyorum.” imasını iletmektir. Bunu yaparken de masum durmak gerekir. Hatta bayram günü sokakta oyun oynanmaz, giysiler kirlenmemelidir ve uslu çocuk görüntüsü sergilenmelidir. Büyükler bu numaraları yemese de yemiş görünmeli ve ufaklıkları memnun etmelidir. Bugün akrabaların buluşması, ayrı kalmışların kavuşması demektir. İyi niyet, barış, kardeşliktir, neşedir, sevinçtir, sevinmektir, sevindirmektir, sürprizdir… En önemlisi bayramda çocuk olmak demek; dünyadaki savaşlara karşı barış için güzel temenniler etmektir. Ülkesinde savaşı yaşayan, tarih kitaplarından öğreneceği yerde bizzat kendisi bu dehşete şahit olan masum çocukları düşünmek, onlar için dua etmektir.
Tüm bu ayrıntılar yanında bir şey daha vardır; “Nerde o eski bayramlar” sözünü maziyi hatırlarmışçasına ufaklıklar bile söylemektedir. Kendi çapında onlar da eskilerinin daha güzel ve özel geçtiğini bilir. Ama büyükler eski adetleri devam ettirmeseler de çocuklar için kapı kapı dolaşıp şeker toplamak hala bir gelenektir; günümüzde çok yaygın olmasa da bu böyledir. Eskisi kadar olmasa da bayramlar hala çok güzeldir ve kaç yaşında olursa olsun insana daima neşe verir. MUTLU BAYRAMLAR… alıntı