.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
Peygamber Efendimizin Bir Günü Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
Peygamber Efendimizin Bir Günü Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.Sözüm Ona.

.____ SÖZÜM ONA ____.
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapİLetiŞiM
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» Trabzonspor ADANADA puansız Kaldı
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:38 am tarafından Muhtesim

» Fırtına Adana'da Esemedi
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:36 am tarafından Muhtesim

» spartak trnava 1 - 2 Fenerbahçe
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimePerş. Ekim 05, 2023 10:08 am tarafından Muhtesim

» Fenerbahçe 5 - 0 Rizespor
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimePaz Ekim 01, 2023 8:41 am tarafından Muhtesim

» Adana Demirspor beşiktaşı farklı yendi
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimeCuma Eyl. 29, 2023 7:25 am tarafından Muhtesim

» Makber Hafız Burhan
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimeSalı Eyl. 26, 2023 9:40 am tarafından Muhtesim

» Emir Sultan Kümbeti ve Camii /ahlat /Bitlis
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:54 am tarafından Muhtesim

» Selçuklu Mezarlığı / ahlat / Bitlis
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:48 am tarafından Muhtesim

» Eski Mardin
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:41 am tarafından Muhtesim

» Esenlik Köyü (ABRİ) CAMİİ /MUŞ
Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:35 am tarafından Muhtesim

En iyi yollayıcılar
Muhtesim
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
berfin
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
karanfil
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
Necati
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
hzn
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
SusKun
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
Aslı
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
ela-gözlüm
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
buket_07
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
Şamil
Peygamber Efendimizin Bir Günü Vote_lcapPeygamber Efendimizin Bir Günü I_voting_barPeygamber Efendimizin Bir Günü Vote_rcap 
Anahtar-kelime
sevgi papatya bahar sarı zorunlu kadın odun sevmek paint sıcak neden muhtesim belkide yalnızlık SosyoLoji özgürlük değilim 2022 elveda yorumsuz şair beden hatırla mutluluk Dost 2023
SAAT
NAMAZ ÖĞRENİYORUM
NAMAZ HABERLERİ
  SİTENE EKLE
SİTENE EKLE
Kur’an-i Kerim OgReN
www.baktube.tr.gg
sitene ekle
İstiklal Marşı
İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy


GüNüN SöZü
Ads

    No ads available.



    Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder
     

     Peygamber Efendimizin Bir Günü

    Aşağa gitmek 
    YazarMesaj
    berfin
    TecrubeLi ÜyE
    TecrubeLi ÜyE
    berfin


    Ruh HaLi : Peygamber Efendimizin Bir Günü Sessiz10
    Hangi ülkedensiniz : Peygamber Efendimizin Bir Günü Turkey-1
    Mesaj Sayısı : 1060
    Teşekkür Sayısı : 1847
    Kayıt tarihi : 01/11/08

    Peygamber Efendimizin Bir Günü Empty
    MesajKonu: Peygamber Efendimizin Bir Günü   Peygamber Efendimizin Bir Günü Icon_minitimePtsi Ara. 22, 2008 12:20 am

    Peygamber Efendimizin Bir Günü

    --------------------------------------------------------------------------------

    Normal bir ömür yaşamış her hangi bir insanın hayatından yirmi dört saatlik kısa bir dilimi, yani 'bir gün'ü anlatmak, o kişiyi tanıtma adına ciddi yetersizlikler taşır. Zira yaşanan günlerin hemen hiç biri diğeriyle aynı değildir. Hele o kişi Efendimiz (sav) gibi, müstesna bir zat ise iş daha da zorlaşacaktır. Bu zorluğa rağmen günü belli dilimlere ayırarak, aynı günde olmazsa bile, o zaman diliminde genellikle işlenen fiilleri, sahih kaynaklar ışığında ele almaya gayret ettik.
    Asr-ı Saadet ve sonraki dönemlerde günler daha çok cami etrafında ve namaz merkezli geçtiğinden, günü namaz vakitlerinin sayısınca beşe böldük. Efendimiz (sav) ve o çizgide gidenlerin hayatında gecenin ayrı bir önemi olduğundan onu da ayrı bir dilim olarak ekledik.
    Sabah

    Yeryüzünde günlük hayat sabah gün doğmadan başlar. Şebnemlerin oluşmasından, tomurcukların açılmasına; kuşların ötüşünden, nesimin esmesine varıncaya kadar hemen bütün varlık kendilerine mahsus dilleriyle gün doğmadan toplu bir zikir halkasına otururlar. İnsan da bu zikir halkasına, şuurlu bir şekilde iştirak eder ve başta namaz olmak üzere değişik zikir ve aktivitelerle güne başlar.
    Efendimiz (sav) de güne sabah namazı ile başlardı. Âmâ bir sahabi olan Abdullah b. Ümmi Mektum'un okuduğu ezandan sonra1 Hz. Peygamber (sav) odasında sünneti kılar ve farzı kıldırmak üzere mescide çıkardı. Mescide gelemeyecek kadar ciddi mazeretleri olanlar dışında, Medine'de bulunan bütün Müslümanlar her farz namazı Efendimizin arkasında kılmaya gayret ederlerdi.
    Namazdan sonra her gün, güneş belli bir yüksekliğe çıkıncaya kadar önce tesbihatını ve o vakte ait mutad evradını yapar, sonra yüzünü ashabına dönerek bağdaş kurar ve ashabıyla sohbet ederdi. Bu sohbetler sırasında gündelik konulardan, tarihi hatıralara, rüya tabirlerinden, imana hizmet konularına, sorulara cevap vermekten, sıkıntısı olanların sıkıntısını gidermeye varıncaya kadar beşeriyetin gereği olan birçok mesele konuşuluyordu. Yani ibadet halkasından hemen sonra tam bir ilim ve irfan halkası kuruluyordu.2 Yıllarca, her günün en verimli vaktinde ve en az bir saat süren 'Peygamber Sohbeti' kişiye neler kazandırır, her halde onu ancak yaşayanlar bilir. Sahabenin üstünlüğü de burada aranmalıdır.
    Kuşluk namazı kılındıktan sonra oradan bir yere gidilmeyecekse Efendimiz (sav) eve döner ve evde yiyecek bir şey olup olmadığını sorardı. Şayet yiyecek bir şey varsa kahvaltı yapar yoksa "öyle ise oruçluyum"3 der o günü oruçlu geçirirdi. "Bir şey var" denildiği zamanlarda var olan şey genelde süt, hurma, bir kaç dilim kuru arpa ekmeği vb. şeylerdi. Yani evlerinde ne bulurlarsa onu yerler, yemekler arasında ayırım yapmazlardı.
    Efendimizin hayatında yemek işi, günümüzde olduğu gibi hayatın merkezinde yer almıyor, gündelik hayat yemek öğünlerine göre şekillenmiyor, yemek için fazla zaman harcanmıyor, yemek olmadığı zaman problem yapılmıyor, mükellef sofralar kurulmuyor, sohbetlerde sürekli yemek çeşitlerinden söz edilmiyor, daha güzel bir yemek için kilometrelerce yol kat edilmiyor, yıllık yiyecek hesabı yapılıp depolanmıyor, yemek masası kurulmuyor vs. Durum böyle olunca da, günümüzün tam aksine, diğer önemli şeylere daha çok vakit ve para ayrılıyordu.
    Hz. Peygamber (sav) öğleden önce bir süre dinlenirdi. Gece ibadet ve benzeri faaliyetlerle uğraşıldığı için yeterince dinlenememek, iş yoğunluğu ve stresten ötürü dikkatin dağılması, bedenin yorulması ve sıcak iklim şartlarından ötürü, gecenin yanı sıra bir de gündüz uyuyup dinlenme söz konusudur. İslâmî, literatürde buna kaylûle denilmektedir. Türkçemizde buna öğle uykusu veya öğle öncesi uyku demek mümkündür.
    Öğle

    Öğle, gündüzün kemale erip zevale meylettiği, günlük işlerin belli bir seviyeye getirildiği, iş yoğunluğundan uzaklaşarak kısa bir dinlenmeğe ihtiyaç duyulduğu, fânî dünyanın geçici ve ağır işlerinin verdiği gaflet ve yorgunluktan ruhun teneffüse ihtiyaç hissettiği bir zamandır. İnsan ruhu, bu sıkıcı atmosferden kurtulmak, Yüce Rabbinin huzuruna çıkıp el bağlayarak nimetlerine şükür ve hamd edip yardım dilemek, celal ve azametine karşı rükû ve secde ile aczini ortaya koymak üzere öğle namazını kılmaya büyük bir heves ve ihtiyaç duyar. Hele bu namaz Efendimiz (sav)'in arkasında kılınacaksa...
    Evet, Hz. Peygamber (sav), büyük bir iştiyakla camiye koşan ashabına gün ortasında öğle namazını kıldırırdı. Eğer o gün haftanın Cuma günü ise bambaşka bir coşku ile yani bayram havasında namaza hazırlanılırdı. Tırnaklar kesilir, banyo yapılır, yeni elbiseler giyilir, kokular sürülür, her günden daha erken camiye gidilir, Efendimizin hutbesine kulak verilir ve ardından da namaz kılınırdı. Özellikle bu namaza çocuk ve kadınlar diğer vakitlere nazaran daha çok iştirak ederlerdi.
    Kaynaklarımızda düzenli bir şekilde yenilen öğle yemeğinden söz edilmemektedir. Fıtır sadakası veya bazı keffaretlerin miktarı belirlenirken günde iki öğün üzerinden hesaplanması gösteriyor ki, sabah ve akşam yemeklerine ek olarak üçüncü bir öğün bulunmamaktadır. Böylece, sabah kahvaltısını sahurda yiyen kişinin günlerini ne kadar kolay bir şekilde oruçlu geçirebileceği de daha iyi anlaşılmaktadır. Aslında günümüzde de iki öğünle yetinmek hem zaman kazanma, hem bütçe dengeleri, hem de sağlık açısından tavsiyeye şayan olmanın ötesinde uyulması gereken bir sünnettir. Elbette şeker hastalığı vb. durumlar istisnadır.
    Hz. Peygamber (sav) zaman zaman ashabına ziyaretlerde bulunur, gündelik meşgalelerini deruhte eder, devlet başkanı olarak kamuyu ilgilendiren işlere bakar, nazil olan âyetleri vahiy kâtiplerine yazdırır, hemen yerine getirilmesi gereken emirler varsa bunları bir münadi vasıtasıyla halka duyurur ve gelen misafirlerle ilgilenirdi. Mesela hicretin sekizinci yılından itibaren yoğun bir elçiler ziyareti yaşanmıştır. Günün bir bölümü bu elçileri karşılama, ağırlama, soru ve isteklerine cevap verme ve uğurlama ile geçmekteydi.
    İkindi

    İkindi günlük işlerin sona ermeye başladığı, gün içinde mazhar olduğumuz sağlık, selamet ve hayırlı hizmet gibi ilahî nimetlerin meyvesinin alındığı zamandır.
    Efendimiz (sav) de bu namaza, Kur'ân'ın işareti4 ile adeta ayrı bir değer verir ve Hz. Bilâl'in yanık sesiyle ashabını camiye davet ederdi. İkindi vaktı mü'mini koruma-kollama ile görevli gece ve gündüz meleklerinin nöbet devir anlarından biri olduğu bilindiği için de, namaz sonrası tesbihat daha uzun tutulurdu. Nitekim bir hadis-i şerifte konu şu şekilde anlatılmaktadır: "Gece bir grup, gündüz de bir grup melek yanınızda olurlar. Bunlar sabah ve ikindi namazları vaktinde bir araya gelir ve nöbet değişimi yaparlar. Rableri namaz kılmış kullarının hallerini en iyi bildiği halde, yine o meleklere: ‘Kullarımı ne halde bıraktınız?' diye sorar. Onlar da: 'Biz onları namaz kılar halde bıraktık ve yanlarına da namaz kılarken varmıştık', derler."5
    Efendimizin pek terk etmediği bir adeti vardı: Her ikindi namazından sonra hanımlarını dolaşır, onların hal ve hatırlarını sorar, ihtiyaçlarını tesbit ederdi. Bu mutad ziyaretlerinde Evzâc-ı Tâhiratın her biri yanlarında bulunanlardan Efendimize ikram ederlerdi.6
    Akşam

    Akşam vakti, güz mevsiminin sonunda pek çok canlının ölmesine benzer şekilde, hem insanın bir gün vefat edeceğini, hem de kıyametin başlangıcında dünyanın harap olacağını ihtar eder. Böyle bir anda insan ruhu, şu önemli işleri yapan Zat'ın dergâhına durmayı, "Allah-u Ekber" diyerek fânî olan her şeyden el çekip O'na hamd etmeyi, O'nu tesbih etmeyi, büyüklüğünü bir daha haykırmayı şiddetle arzu eder. Hz. Peygamber (sav) de bu arzu ile çoğu zaman güneşin batmasından önce akşam namazını beklemeye başlar, ezan okunur okunmaz hemen Yüce Divan'a dururdu. Farz namazdan sonra Evvabin adıyla bilinen 2-6 rekât namaz kılar ve bunu tavsiye ederdi.7
    Efendimiz (sav) akşam namazından sonra o gün hangi hanımının yanında kalacaksa diğer ev halkı oraya toplanır ve aile sohbeti başlardı. Hz. Peygamber (sav)'in aile yuvası, hem sağlığında hem de ahirete intikal ettikten sonra ilmî faaliyetlerin hiç duraksamadan devam ettiği bir ortam olmuştur. Zîrâ Efendimizin vefatından sonra hanımları bu ilim faaliyetini daha geniş bir halkaya açarak devam ettirmişledir. İslâm dininin genel olarak pek çok hükmünün yanında, özellikle kadınlarla ilgili bazı özel hükümlerin öğrenilip aktarılmasında ve öğretilmesinde Efendimizin aile hayatının büyük fonksiyonu olmuştur. Özellikle bu 'akşam sohbetleri'nin rolü küçümsenemez. Adeta bir mektep gibi işleyen akşam sohbetleri, Hz. Aişe validemiz başta olmak üzere, birçok eşsiz âlimin yetişmesine beşiklik etmiştir. Tabii sadece ilmî bahisler konuşulmuyordu; farklı çevre, kültür ve karaktere sahip ev halkı arasında ciddi bir muhabbet oluşuyor, birbirlerini daha iyi tanıyor, risâlet görevinin tatlı ağırlığını Efendimizle beraber azaltmaya gayret ediyor, zaman zaman şakalaşıyor... kısacası mutlu bir ailede olması gereken ortamı sağlıyorlardı.
    Yatsı

    Yatsı vaktinde karanlık her tarafı kaplar, gündüz görünen şeyler adeta yokluğa gömülür, sanki vefat etmiş insanın geriye kalan eşyası da arkasından vefat edip unutulur. İmtihan için verilen dünya hayatının bütünüyle sona erdiğinin bir göstergesi gibidir. Adeta mutlak tasarruf sahibi olan Allah'ın yüceliği, ülfet perdesine sık sık gömülen insanoğluna bir daha gösterilmektedir. Çünkü Allah (cc) gece ile gündüzü, kış ve yazı, dünya ve âhireti bir kitabın sayfaları gibi kolaylıkla çevirir, yazar, bozar, değiştirir. İşte aciz, zaif, muhtaç ve geleceği karanlık gören insan bu vakitte yatsı namazını kılarak, her şeye gücü yeten ve gerçek bir dost olan Allah'a yönelir, dayanır ve sığınır. O'nu unutan ve karanlığa gömülen dünyayı, o da unutup, dertlerini dergâh-ı rahmete döker. Ayrıca ne olur ne olmaz, ölüme benzeyen uykuya dalmadan önce son ibadetini yapıp, günlük hesap defterini güzelliklerle kapatmak ister.
    Hz. Peygamber (sav) de ashabına yatsı namazını kıldırır ve önemli bir durum olmazsa, kimseyle konuşmadan dinlenmeye çekilirdi. Uyumaya geçmeden önce dua ederdi. Bilindiği gibi O'nun hayatında dua pek büyük bir yere sahipti. Zîrâ dua Kur'ân'ın ifadesiyle insanlığın değer ölçüsüdür. Hz. Aişe validemiz, O'nun yatmadan önce yaptığı dua ve uygulamayı şu şekilde anlatmaktadır: "Allah Rasûlu her gece yatağına girdiğinde iki elini birleştirir, onlara üfler, İhlâs, Felak ve Nas sürelerini okur, sonra da başından başlayarak, vücudunda ulaşabildiği her yere elini sürer ve bunu üç defa tekrar ederdi."8 Elbette bu konuda başka tavsiye ve uygulamaları da bulunmaktadır. Mesela Hz. Ali (ra) şunu rivayet etmektedir: "Allah Rasûlu bana ve Fatıma'ya şu tavsiyede bulundu: Yatağınıza girdiğinizde 33 defa 'Allah-u Ekber', 33 defa 'subhanellah', 33 defa (bir rivayette 34) 'elhamdulillah' deyin." Hz. Ali o günden sonra bunu hiç terk etmediğini söyleyince, bir zat "Sıffin günü de mi?" dedi, o "evet o gün bile..." cevabını verdi."9
    Gece

    Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı hatırlatarak insan ruhunun Allah'ın rahmetine ne kadar muhtaç olduğunu hatırlatır. Dolayısıyla gece kılınacak teheccüd namazı, kabir gecesinde ve berzah karanlığında önümüzü aydınlatacak vazgeçilmez ışık kaynağımız olacaktır.
    Efendimiz (sav) günün son dilimi olan gecelerini de engin bir ibadetle geçirmekteydi. Tafsilatını ilgili eserlere havale ederek Hz. Aişe validemizin bir müşahedesini nakletmek istiyoruz: "Peygamber Efendimiz (sav), gece ayakları şişene kadar namaz kılardı. Kendisine, "Ey Allah'ın Rasûlu! Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır.10 Buna rağmen ibadet konusunda niye kendini bu kadar zorluyorsun?" denilince, "Ben Allah'ın bu mağfiretine karşı şükreden bir kul olmayayım mı?" cevabını verirdi."11
    Teheccüd namazından sonra bir süre dinlenir ve müezzinin nidasıyla sabah namazına kalkardı. Hz. Bilal imsakten önce ezan okur ve halkı hem sahur hem de teheccüde kaldırırdı. Hz. Abdullah b.Ümmi Mektum ise imsak vaktinin başlamasıyla ezan okur ve sabah namazının girdiğini bildirirdi.
    Netice

    Kâinatın Efendisinin günlük hayatı çok değişik yönleriyle ele alınabilir. Ancak ne şekilde ele alınırsa alınsın, her yönüyle bütün insanlığa ışık olacak uygulama, tanzim ve sözlerle karşılaşılacaktır. Günlük hayatın adeta kâbusa dönüştüğü bir dönemde, Efendimizin günlük hayatını tetkik eden ve kendisine dersler çıkaranlara ne mutlu.


    Prof. Dr. Abdulhakim Yüce
    __________________
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
     
    Peygamber Efendimizin Bir Günü
    Sayfa başına dön 
    1 sayfadaki 1 sayfası
     Similar topics
    -
    » PEYGAMBER EFENDİMİZİN VEDA HUTBESİ
    » Hz peygamber SVS
    » Hz peygamber efendimizi tanımak
    » Peygamber Efendimiz'in Duaları
    » Hz. Peygamber Eğitimle İnsanı Özgürleştiriyordu

    Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap verebilirsiniz
    .Sözüm Ona. :: İSLAM ve İSLAM' a DaiR-
    Yeni Başlık Gönder   Cevap GönderBuraya geçin: