Erzurumlu Emrah'ın doğum yılı saptanamıyor ama Erzurum'un bir köyünde doğduğu için kendisine "Erzurumlu Emrah" dendiği anlaşılıyor. Emrah'ın Erzurum'un Tanburacı köyünde doğduğu yolunda söylentiler de var. 1840 yılında Sivas'ın Niksar ilçesine gelmiş, yaşamının geri kalan yirmi yılını burada geçirmiş 1860 yılında ölmüştür. Erzurumlu Emrah'ı iyi bir medrese öğrenimi gördüğü de anlaşılıyor. Bu yüzden Divan edebiyatını da biliyor. Aruz ölçüsünü kullandığı şiirleri de var. Ne var ki, bunlar sözü edilecek değerde değil. Erzurumlu Emrah'ın gizemciliğe yöneldiği de şiirlerinden anlaşılıyor. Gizemcilikte de çok başarılı sayılamaz. Erzurumlu Emrah'ın asıl ünü "aşık türü" şiirlerinde kendisini belirliyor. Şiirlerinden çıkarılan sonuçlara göre Sivas'a gelinceye dek Kastamonu, Konya, Niğde illerini dolaşmış. Süresi kısa da olsa çeşitli serüvenler yaşamış, gittiği yerlerde çeşitli evlenmeler yapmış, edebiyata eğilimi olan ileri gelen kişilerce konuk olarak ağırlandığı anlaşılmış. Birbirinden epeyce ırak yerlerde de olsa "Erzurumlu Emrah" adına mezarların bulunması, Emrahoğulları adını taşıyan ailelerin oluşu da dikkati çekiyor. Niksar'da ölmüş. 19. yüzyıl halk şiirimizin önde gelen ozanlarından. Dertli, Seyrani gibi ozanlar arasında adının anılmasının doğal olduğu açık. Erzurumlu Emrah'ın şiirleriyle Ercişli Emrah'ın şiirleri, yaşamları bir süre birbirine karıştırılmış. Şimdi bile birtakım şiirlerin gerçekten hangisinin olduğu düşünülebilir.
20. yüzyıl ozanlarından Tokatlı Nuri, Erzurumlu Emrah'ın belirgir etkisinde kalan onun izinden yürüyen halk ozanlarından biridir. Böylece Erzurumlu Emrah'ın kendisinden sonra gelenler üzerinde de etkinliğinin varlığı ortaya çıkıyor.
---
ŞU KARŞIKİ KARLI DAĞLAR
Şu karşıki karlı dağlar Pare pare duman şimdi Sevişmesi bir hoş ama Ayrılması yaman şimdi
Gülün çevresi har m'ola Çektiğin ah ü zar m'ola Acep beni anar m'ola Ol kaşları keman şimdi
Arasam yari bulurum Yoluna serim veririm Bir gün görmesem ölürüm Gör n'eyledi yaman şimdi
Emrah'ım kapıya çıkar Çıkar da yollara bakar Aşıkı odlara yakar Boyu uzun fidan şimdi
---
GÖNÜL GURBET ELE ÇIKMA
Gönül gurbet ele çıkma Ya gelinir ya gelinmez Her dilbere meyil verme Ya sevilir ya sevilmez
Yöğrüktür bizim atımız Yardan atlattı zatımız Gurbet ilde kıymatımız Ya bilinir ya bilinmez
Bahçemizde nar ağacı Kimi tatlı kimi acı Gönüldeki dert ilacı Ya bulunur ya bulunmaz
Deryalarda olur bahri Doldur ver içem zehri Sunam gurbet elin kahrı Ya çekilir ya çekilmez
Emrah der ki düştüm dile Bülbül figan eder güle Güzel sevmek bir sarp kale Ya alınır ya alınmaz
---
TUTAM YAR ELİNDEN TUTAM
Tutam yar elinden tutam Çıkam dağlara dağlara Olam bir yaralı bülbül İnem bağlara bağlara
Birin bilir birin bilmez Bu dünya kimseye kalmaz Yar ismini desem olmaz Düşer dillere dillere
Emrah eder bugünümdür Arşa çıkan tütünümdür Yara gidecek günümdür Düşem yollara yollara