“Buradan, Filistin toprağından, İsra ve Mirac toprağından, etrafını Yüce Allah’ın mübarek kıldığı Aksa toprağından bu satırları size yazıyorum. Yurdunu kurtarmak ve siyonist düşmanı dize getirmek için, mücadele eden mücahit halkımızın yanında yer aldığınız sürece siz de mücahitsiniz. Kalpleriniz bizim Filistin’deki cihadımızla beraber olduğu, kalemleriniz bizim Filistin’deki davamızı savunduğu sürece siz de mücahitsiniz. Kim bir gaziyi teçhiz ederse o gaza etmiş gibidir. Kim bir gazinin geride kalan ailesine bakarsa o gaza etmiş gibidir. Burada, işgal altındaki topraklarda yaşayan halkımıza maddi, manevi ve siyasi yönden yardımcı olduğunuz sürece siz mücahitsiniz. Filistin’le, Kudüs’le, Aksa’yla ilgili görevinizi yerine getirme ateşiyle yanıp tutuştuğunuz sürece siz mücahitsiniz. Allah’ın sözünü dünyaya tebliğ ettiğiniz, hakkı savunduğunuz, hakkın yanında yer aldığınız sürece siz mücahitsiniz. Şanı yüce olan Allah hak ve doğru olan sözünde şöyle buyuruyor: “Öyleyse inkârcılara boyun eğme ve onlara karşı onunla (Kur’an’la) büyük bir cihad ver.” (Furkan, 25/52)” (Şeyh Ahmed Yasin)
Oğlu Abdullah Yasin’in gözüyle; “Şeyh, gökteki bir yıldız gibidir. Dün olduğu gibi bugün de hala canlı bir şekilde insanları aydınlatmaya devam ediyor. Evet, düşman İsrail onun cesedini öldürdü. Ama Şeyh, yani onun başlattığı direniş meşalesi, hala yanmaya devam ediyor, hem de büyüyerek. Onun gösterdiği hedeflere ulaşıncaya, Özgür Kudüs`e ulaşıncaya, Filistin`in bir karış toprağı dahi işgalcilerin elinde kalmayıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Bu öyle bir cihad ki; sonu ya zafer ya şehadet!”
Kızı Meryem Yasin gözüyle; “…Allah ona Rahmet eylesin! O bir lider, bir öğretmen, merhametli bir baba ve saygılı bir eşti. Hayatımızda çok büyük bir boşluk bıraktı... En yoğun vakitlerinde dahi, ilk fırsatında halimizi ve daha sonra namazımızı, ibadetlerimizi sorardı. Bizleri, İslam`ı doğru anlamanın önemi ve bu aziz dinin sevgisiyle yetiştirdi. Babam dediğimde aklıma gelen ilk şey; bizler sabah namazına kalkerken ağır hareket ettiğimizde, annemden, daha çabuk kalkabilmemiz için yüzlerimize su serpmesini istemesiydi...”
Gazze halkının gözüyle; “Filistin'de bir neslin yeniden dirilişine, uyanışına ve kimliğine sahip çıkmasına vesile olan kutsal bir direnişin önderi; ibadet, hicret, cihad ve şehadeti tek tek yaşayıp, ardında yetim bıraktığı Filistinlilere örnek olan, kol-kanat geren, umudunu hiçbir zaman yitirmeyerek, zaferin mutlaka geleceği müjdesini veren nadide bir lider…”
Ve dünya Müslümanları gözüyle; “İman etmenin, mücadele ve cihadın, yalnızca bedenle değil, kalple ve imanla yapılabileceğini gösteren, bedenî özürden değil, imanî ve aklî özürden Rabbe sığınılması gerekliliğini, asrı saadet tarzı yaşamıyla ispatlayıp, acziyetini Rabbine şikayet eden, Allah ve peygamber dostu”dur.