Konu: Tantan’a yakışmayan karalamalar! Paz Ocak 25, 2009 11:52 am
Ama öyle görünüyor ki; konuşmaları ile, açıklamaları ile, çok gizli bilgilere sahipmiş gibi estirdiği rüzgar arkasında, en temel konularda çok büyük yanlışlar yapan bir kimliğe sahip!..
Devletin içinde bulunduğu temel sorunların tesbitinde, doğru değerlendirmeleri var..
Bürokratın, siyasetçinin vs. birçok kesimin iç içe olduğu bir yapılanmanın, devleti soyduğu yönündeki tesbitinde, yüzde yüz haklılık payı var..
Ama geliyor, “28 Şubat’ta başörtülülerin Beyazıt’taki gösterilerinin arkasında ne vardı? Amaç ne idi?” diyerek, en temel bir hak talebinin, aslında karanlık bir hedefi olduğu imâsında bulunabiliyor!
O gösterileri, o mağduriyetleri yakînen bilen bir insan olarak merak ediyorum, Sayın Tantan, niçin başörtülüler için o imâlı suçlamalarda bulunuyor?
Ne olabilir o gösterilerin arkasında?
Tantan’ın eşi başörtülü..
Tantan’ın eşi, bir kamu kurumunun kapısından geri çevrildiğinde, “Oh ne güzel oldu! Beni şu kamu kurumunda kapıdan içeri almadılar” diye bayram mı eder acaba?
Tantan’ın bizzat kendisi, eşi bu mağduriyeti yaşadığında, “Ne güzel olmuş, benim eşimi Bakanlık yaptığım kurumun kapısından içeri almamışlar” diye sevinç gösterisinde mi bulunur acaba?
Ne yapsaydı o kızlar?
Üniversite kapısından geri çevrildiklerinde ne yapsalardı?..
Gösteri yapmayıp da, ne yapacaklardı?
Uzun yıllar polislik yapmış, arkasında hiçbir destek olmadan, kendi imkânları ile İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturan, meslekî kıdemini Bakanlık’la taçlandırmış muhafazakâr bir insan, başörtülü kızlara nasıl böyle bir suçlama yapabilir?
Meslekî hayatı boyunca, binlerce olayın içinde bizzat yaşamıştır.. Bir küçücük kelime yüzünden insanların öldüğü, öldürüldüğü bir ülkede, sıradan bir yol verme yüzünden dahi insanların birbirinin kanını akıttığı bir ülkede, öğrenim hakları kısıtlanmış insanlar, illegal eylemlere teşebbüs etmemiş, sadece Beyazıt’ta gösterilerle yetinmiş iseler, onları tebrik etmekten başka ne yapabilir bir insan?!
Ama Sayın Tantan, tebrik etmeyi bir kenara bırakın, bir de karalamada bulunuyor.. İmâlı imâlı, “Arkasında ne vardı?” diyor!
Devlete sahip çıkan bir insan, bu anlamsız yasağı, “devleti ele geçirenlerin, soygun düzenini sürdürmek için başvurdukları alçakca bir hak gasbı” olarak yorumlaması gerekirken, tam aksini yapıyor.. Kalkıyor, hakları gasp edilen öğrencileri, “Arkalarında kimler vardı” diye suçlamaya teşebbüs ediyor! Ben beklerdim ki; Sayın Tantan esas “Yasağın arkasında neler var?” onu sorsun.. “Yasakçıların arkasında kimler var?”, onu sorsun, sorgulasın..
Gece-gündüz çalışmış, üniversiteyi kazanmış kızların “okumak”tan başka ne amaçları olabilir ki? Kimisi 2. sınıfta, kimisi 3. sınıfta. Tıp Fakültesi’nin 6. sınıfında olup, başörtü yasağı sebebi ile kaydı silinen öğrenciler bile vardı.. Ne yapacaktı o kızlar? Beyazıt Camii önünde gösteri yapmayıp da, ne yapacaklardı? Ne istiyor Sayın Tantan?
Devleti yönetenlere, devlet yönetiminde bugün dahi etkili konumda olan, “Devlet bizden sorulur..” diyen o malûm kişilere “Siz ne yapıyorsunuz? Sizin bu yaptığınızın, devlet ile milleti birbirine düşürmekten başka ne işlevi olabilir? Bırakın şu anlamsız yasakçılığı sürdürmeyi” demesi gereken bir muhafazakâr siyasetçi, hakları çiğnenmiş kızları suçlayarak, ne elde etmek istiyor olabilir?..
Evet, merak ediyorum, sonrasını nasıl tamamlayacak Sayın Tantan?
Tabiî şu soruyu da sormalı kendisine: “Madem ki Beyazıt’taki gösterilerin arkasında bir başka plan vardı. Sizin de devri iktidarınız olan o malûm süreçte başörtü yasağını kaldırırdınız, gösteriler de sona ererdi. Gösterilerle birlikte, o kastettiğiniz kirli plan da bozulmuş olurdu! Niye kaldırmadınız yasağı?”
Evet, hem kendisine, hem de aynı hükümette görev yaptığı kişilere sormalı Sayın Tantan.. Sormalı ve cevap bulmalı bu soruya..
Başörtülü kızları, bilerek veya bilmeyerek, bir oyunun içine düşmüş olarak görüyorsanız, “Yasağı kaldırarak oyunu niçin bozmadınız?!”