şamil tayar ve chp

CHP Genel Başkanı Deniz ******'ın 'çarşaf' ve 'tek parti' açılımı, hem ****** hem partisi açısından tarihsel bir dönüşümdür.

Bir kırılma noktasıdır.

Her ne kadar medya ve entelektüel kesim bu açılımları tartışsa da kamuoyundan hak ettiği ilgiyi görmedi. Kuşkusuz, ilgideki sınırlı durum, büyük ölçüde ******'ın siyasi sicilindeki bozukluktan kaynaklanmaktadır.

Bu lafları, ****** değil de solda başka bir lider söylese muhtemeldir ki yankısı daha fazla olurdu.

Her şeye rağmen, lafta da kalsa CHP'deki bu yeni söylemin desteklenmesi gerektiği yönündeki aydın görüşlerinin arttığını görüyoruz. Başyazarımız Mehmet Altan dahi heyecanlandı, 'İkinci Cumhuriyetçi ol, seçimi kazan' demeye başladı.

Gerçi, ******'ın 'çarşaf açılımı', ikinci cumhuriyetçilerin tezlerinden daha ileri noktada, onların bir kısmı üniversitelerdeki türban serbestisine ilişkin destek bildirisine imza atmamışlardı.

Bu vesileyle aynı paydada buluşmaları önemlidir.

******, 'Senin gibi liberal olacağına mutaassıp olsun mutaassıp' diye seslendiği düşünce kulübüyle nihayet aynı frekanstan iletişim kurmaya başladı.

Bu fikri birlikteliğin sandıkta oya tahvil olabilmesi için söylemin somut taahhütlerle donatılması zorunludur.

Aksi halde geçmişte olduğu gibi 'seçim öncesi ****** fantezisi' olarak kalır, toplumsal karşılığı olmaz. Ayrıca, CHP tabanındaki 'tek partici' statükocuları kaybetme riskini de göğüslemek zorunda kalır.

Açıkçası ben ******'ın bunu başaracağını sanmıyorum. Umudum, beni mahçup etmesi yönündedir. Türkiye'nin kazanmasını, kişisel yenilgime yeğlerim.

******'a sorular

Çok uzaklara gitmeden daha birkaç ay önce yaşadığımız örnekler üzerinden ******'a sorup cevaplarını almaya çalışalım.

-Biliyorsunuz geçen yıl Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilerek Çankaya Köşkü'ne yerleşti. Eşi Hayrünnisa Hanım türbanlı. Çarşaf açılımı kapsamında türban yüzünden sürdürdüğünüz Çankaya protestosunu sona erdirmeyi düşünüyor musunuz?

-Üniversitelerdeki türban sorunu, toplumun kangrene dönüşmüş bir yarasıdır. Bu yaraya neşteri hedefleyen Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'nden döndürdünüz, yeni bir düzenlemeye karşı çıkar mısınız?

-Önceki gün Anıtkabir'de Özürlüler Haftası nedeniyle gittikleri Anıtkabir'den geri çevrilen iki özürlünün türbanlı annelerine ****** vizesi alabilir misiniz?

-Kozan İmam Hatip Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tevhide Kütük'ü hatırlıyor olmanız lazım. Öğretmenler günü nedeniyle düzenlenen kompozisyon yarışmasında birinci olmuş, törende ödülünü almak üzere sahneye çıktığında kaymakam ve garnizon komutanının 'indirin' talimatıyla indirilmişti. Tevhide'ye müjdeniz olabilir mi?

-CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in 'Genelkurmayın da akreditasyonuna karşıyım' açıklaması sizi de bağlıyor mu?

-Sadece eşleri türbanlı diye ordudan ihraç edilen subayların hukukunu korumak için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

-Çarşaflı ve türbanlıların aktif siyasete katılmasını istiyor musunuz? Cevabınız evetse nasıl başaracaksınız? Mesela, Parti Meclisi'nde çarşaflı veya türbanlı biri olabilir mi?

-Partinize sinmiş tek parti döneminin ceberut politikalarından nasıl arınacaksınız? Bu kapsamda Sabih Kanadoğlu'nun boyunduruğundan kurtulabileceğinize inanıyor musunuz?

-Unutmadan, 'Ergenekon'un avukatıyım' dediniz. Kimi Ergenekon sanıklarının ilk aradığı isim yanı başınızdaki Şahin Mengü'dür. Kökleri İttihat ve Terakki'ye kadar uzanan Ergenekon'u savunmaya devam edecek misiniz?

-Kızıl Elma koalisyonu sevdasından tümüyle vazgeçtiğinizi, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracak ve partiyi gerçek anlamda halkın yapacak politikaları yaşama geçirmek isteğinizi güçlü bir şekilde haykırabilir misiniz?

Soru çok. Devam edebiliriz. CHP lideri ******, tüm bu ve benzeri sorulara içtenlikle cevap verir ve seçim öncesi güçlü işaretlerle yola devam ederse, buradan ilan ediyorum, benim de oyum CHP'yedir.

Kendi nefsime, CHP'ye oy vermeyen namerttir.

Sakın yanlış anlaşılmasın; Benim ne eski ne yeni aile albümümde Ertuğrul Özkök'ünki gibi ne çarşaflı ne türbanlı var.

Yani, aile meselem değildir.

Türkiye için doğruları kim söylerse, bize düşen yanında olmaktır.

Haydi Deniz Bey, mahçup et bizi, başbakan yapalım sizi