Aşık Celali, Bayburt'un Tahsinli köyünde doğmuştur. Doğum tarihinin 19. yüzyılın ortalarına rastladığı ilerli sürülüyor. Asıl adı Ahmet'tir. Bektaşidir. Bütün yaşamını yoksulluk içinde çobanlık yaparak geçirmiştir. Bir yetim kızla evlenen Aşık Celali, adı Hamdi olan bir oğlunun ölümünü görmenin acısını da çekmiş, şiirini de söylemiştir.
Aşık Celali'nin Bayburt'un, Erzincan'ın, Erzurum'un, Tercan'ı dolaşmadığı köyü, otlatmadığı sürüsü, sürmediği tarlası kalmadığı söyleniyor. Ölüm tarihi 1915 olarak belirleniyor. Aşık Celali, 19. yüzyıl halk şiirimizin içinde biraz gerilerde bırakılmış, unutulmuş gibidir. Ama şiirlerine eğilinince, pek de öyle "olmasa da olur" denilecek bir halk ozanı olmadığı ortaya çıkıyor. Yer yer yergisi, taşlaması, alaylaması da var.
Bektaşiliğin bütün özelliklerini şiirlerinde, üstelik ustaca denebilecek bir biçimde verebilmiş. Yaşamdaki kırıklığını, acılarını, yoksulluğunu, sevisini içtenlikle sergilemiş bir halk ozanı.
--- YURT YUVA KILDIĞIN TENLİ MEREĞİ
Yurt yuva kıldığın tenli mereği Düzüp kotardığın tepir eleği Şu kavdan yaptığın tecir tereği Divan-ı Bari'ye yadigar götür
Elinle ördüğün çöpür ağını Kahan eylediğin kelem bağını Şu kabal biçtiğin sap orağını Al Ulu Tanrı'ya bergüzar götür
Yetim gömleğini diken iğneyi Her gün yal verdiğin topal ineği Ayran topladığın şu ak küleği Mahşer yığnağına sakla sar götür
Üç kot arpa beş kot çavdar ekerdik Kesmik ekmeğine hasret çekerdik Namertlere ağu merde şekerdik Sözünü tekrar et iftihar götür
İle kısmet balsa bize pay taştı Yokluktan derdimiz deriden aştı Açlıkla uğraşmak hayli savaştı Çektiğin mihnetten ah u zar götür
Yetim kalmış idin emzik tavında Gamla kavrulmuştun gençlik çağında Bir gül yeşertmedin vuslat bağında Gönül yaraların beraber götür
De ki kadir Mevlam bize ilişme Dünyada sızıyan çıbanı deşme Celali Baba'dan sorma söyleşme Bu dertli çobandan bir selam götür
(Bu şiir, ozanın ölen karısı için söylediği ağıttır.)
&
KARŞI YATAN ULU DAĞLAR
Karşı yatan ulu dağlar Kar kusar bellerin senin Yazın kışın belli olmaz Sert eser yellerin senin
Suyun bir kumsaldan kaynar İner düz ovayı boylar Şarıl şarıl akar çağlar Serindir sellerin senin