Göçük Altında Kalmak!
Göçük altında kalan kişilerde öncelikle olayın paniğine bağlı adrenalin salgısında artış gözlenir. Bu idrarını altına kaçırmaya, el-ayak gibi uç noktalarda soğumaya neden olur. Gözler karanlığa alışana kadar da hareket ederek durumdan kurtulma çabası gösterir. Bu aşamaları geçiren kişi bir süre sonra yorulur ve durumu kabullenmeye başlar.
Bu sürecin ardından kişi, kan basıncı normale dönerek daha az hareket eden, karanlıkta gözleri etrafı daha net seçen biri haline gelir. Bu süreç içinde insanlar, olayın şokunu atlatınca vücudu durumu algılar, ağrılarını ve hareket kısıtlılığını hissetmeye başlar. Kendince neresinde kırık var, neresi sıkışmış ya da neresi rahat hareket ediyor algılamaya başlar. Çıkış olabilecek bir ipucu yakalamaya çalışır.
Enkazı Birden Kaldırmayın!
Bu süreci geçiren kişi eğer halen göçük altında ise tıbbi anlamda sıkıntılar başlar. En sık görünen sorun; kol veya bacakların ağırlığın altında sıkışmasıdır. Uzun süre sıkışık kalan uzuv, bir süre sonra kan akımı almamaya başlar ve kan kalple vücut arasında daha küçük bir döngü kurarak uzvu devre dışı bırakabilir. Ağırlık hızla kaldırıldığında, kanın hızla o uzva dolmasına ve kalbe dönen kanda azalmaya neden olur. Bu kişide göçük altından çıkarılırken tansiyonu düşer ve bayılma hissi ile yere yığılabilir. Bu televizyonlarda sevinçten bayıldı olarak lanse edilir. Hâlbuki bu uzuvda açık yara ya da kanama olasılığı olan bir yara varsa; üzerinden ağırlık kalkınca kan bu bölgeye hızla akarak bu sefer normalden fazla kan kaybına neden olabilir.
Kişi Uyanık Kalmalı!
Bir başka sıkıntı ise göçük altında kaldığı süreye bağlı olarak sıvı-gıda alınamamasıdır. Sıvı alamamak daha önemli bir sorun olmaya başlar. Hasta halsizlik, uyku hali hissetmeye başlar. Özellikle kış aylarında yaşanan depremlerde soğuğa bağlı uyku hissi de sık yaşanır. Kişinin kendini uyanık tutması gerekmektedir. Bunu önlemek için kişi kendi idrarını içebilir. Sonuçta vücuttan yeni çıkan idrar sterildir ve dışarda kaldığı süre zarfında kontamine olur. Göçük altından çıkarılan kişiye hemen kana kana su içirilmesi de aynı oranda sakıncalıdır. Kişi kendini uyanık tutmaya çalışmalıdır.Enkaz altında kalan herkes 4 veya 5 gün idare edebilir, bazı kaynaklar insanın 7 gün susuzluğa dayanabileceğini gösteriyor.
Uzun süre kapalı ve havasız yerde kalmaya bağlı olarak, sürekli aynı havayı solumak yani CO2 solumak da karbondioksit narkozu denen etkiye neden olabilir. Bu da hastanın uykuya eğilimine neden olan bir başka sorundur. Kişinin yeri tespit edildiğinde sürekli konuşarak onu uyanık tutmak bu açıdan önemlidir. Uyku; ölüm öncesi vücudun kendini en az enerji sarf edeceği aşamaya sokması demek olabilir. Kişi çıkarıldığında O2 bağlanarak yavaş yavaş gönderilmesi gerekmektedir. Hasta çıkarıldığında, eğer olayın üstünden günler geçmiş ise ilk güneşe çıktığında gözlerini korumak da gerekebilir.
Tüm bunlar normalde bir sağlık sorunu olmayan kişilerde deprem nedeniyle oluşabilecek tıbbi sıkıntılardır. Gelişebilecekleri düşünerek hastanın çıkarılacağı bölgede battaniye, oksijen maskesi, su, kırık uzuv için atel malzemeleri bulundurulmalıdır.
Dr. Nimfe Acemi - doktorsensin.com