Bu söz bir Sırp kasabına aitti. 1993 yılında Medeni (!) Avrupa’nın orta yerinde işlenen suça gerekçe oluşturmak söylendi. Bosna’da analar ağladı, babalar ağladı, ümmet ağladı. Sırp kasabı sözünü tuttu, “En iyi Müslümanlar” olarak gördü, “Öldürülmüş Müslümanları”…
Ümmetin sesi soluğu çıktı ama, nedense Medeni Avrupa bir türlü sesini çıkartamadı…
Avrupa’dan ses çıkmadı…
AİHM’den ses çıkmadı…
BM’den ses çıkmadı…
***
Aralık sonundan itibaren Gazze’de siviller öldürülüyor, suçsuz, masum bebekler katlediliyor, her gün füzeler, bombalar yağdırılıyor
Ne Arap Birliğinden,
Ne Avrupa Birliğinden
Ne AİHM’den,
Ne ABD’den ses çıkmıyor…
Yine bölgeden ses veren neredeyse yalnızca Türkiye…
***
Tüm bu sessizliğe kızarken haber merkezleri İsrail’den kanımızı donduracak bir haber servise koyuyor. Haberden alıntılıyorum;
“İsrail’de bir çok dini kurum İsrail ordusunun Gazze’de yaptığı katliamları tebrik eden fetvalar yayınlanmaya başladı. İsrail ordusunun çocuk ve kadınlara yönelik katliamlarını “düşmanın toplu olarak cezalandırılması” olarak nitelendiren hahamlardan biri “Gazze’de bir milyon veya daha fazlası öldürülebilir. Bunun hiçbir sakıncası yok” dedi.
İsrail’de milliyetçi dini akımın en yüksek dini mercii olarak kabul edilen Haham Mordehay İlyahu İsrail Başbakanı Ehud Olmert’e ve diğer İsrail liderlerine gönderdiği mektupta Tevrat’ta Tekvin seferinde geçen Şikim ibn Hamur’un uğradığı katliama göndermek yaparak düşmanları toplu cezalandırmanın savaş ahlakı içerisinde mümkün olabileceğini ve filistinli sivil vatandaşlara zarar vermenin dini bir görev olduğunu belirtti. Açıklama uzayıp gidiyor…
Ve korkulan ifadeler söyleniyor; “Filistinliyi öldürmek dini bir görevdir…”
Bekliyoruz…
AİHM’den ses yok…
AB’den ses yok…
Arap Birliğinden ses yok…
İşin garip tarafı bu açıklamayı kınayan bir basın açıklaması bile yok…
***
Ama gelin görün ki söz konusu “Müslüman olmayan” birinin canı olduğunda bakın neler oluyor…
Bu da son örnekler arasında.
Kurtlar Vadisi dizisinden tanıdığımız oyunca Atilla Olgaç bir röportajında diyor ki, “On Rum öldürdüm…” Ertesi gün bunu tekzip ediyor, ama ok yay dan çıkmış, bir anda ortam alevleniyor…
Olgaç, RUM TV’lerine kadar canlı yayına bağlanıp Kur’an üzerine yemin ettiyse de kimseye inandıramadı. “Yaptığım şey şakaydı, senaryoyla karıştırdım” desede Rum ayağa kalktı, Rum devleti resmen açıklamalar yaptı ve soruşturma istedi. Yetmedi, AİHM’den bir açıklama geldi bugün… “Olgaç ve Türkiye hakkında soruşturma açılıyor…” Tam bunun bir komedi olup olmadığını soruyordum ki Beşiktaş Cumhuriyet Başsavcılığı da Olgaç’a soruşturma açtığını duyurdu.
Oturdum ağladım…
İnanın ağladım…
Bosna’da ölenler için, Gazzede ölenler için velhasıl Çeçenya için, Kıbrıs için, Girit için…
Müslümanların canının kıymetinin olmadığı bir dünyadayız…
Suçsuz bebeler de olsa kıymetsiz, çünkü Müslüman kanı taşıyor…
Ama; ölen Rum’sa, Ermeniyse, Yahudiyse dünya ayağa kalkıyor…
Ve dünya bir kez daha Sırp’ın sözüne inandığını gösteriyor; “En iyi Müslüman, ölü müslümandır…”
İçime yüklediğim acıyla bitireyim rahmetli Akif’in şiiriyle…
“Ey Milleti Merhume sabah oldu uyan!
Sana az geldi bu ezanlar diye ötsün mü bu ÇAN”
***
Davos’ta Gururum Okşandı!
Kim ne derse desin…
Hangi diplomatik teraneleri okursa okusun…
Hangi “nezaket” ihlalinden bahsederse bahsetsin…
Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki “erkekçe” tutumu resmen gururumu okşamıştır…
Açıkça gururum okşandı…
Bacak bacak üstüne atarak, kendinden emin bir şekilde yanındaki “katile” seslenerek konuşan Başbakanımız, “İnsan öldürmeyi iyi bilirsiniz” sözüyle Davos’u da “Türk gecesine” dönüştürmüş ve unutulmaz bir Davos Zirvesi haline getirmiştir…
Fatih Bayhan – Haber 7
bayhanfatih@mynet.com