.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
Rahmet peygamberi ve fakirler Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
Rahmet peygamberi ve fakirler Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.Sözüm Ona.

.____ SÖZÜM ONA ____.
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapİLetiŞiM
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» Trabzonspor ADANADA puansız Kaldı
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:38 am tarafından Muhtesim

» Fırtına Adana'da Esemedi
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:36 am tarafından Muhtesim

» spartak trnava 1 - 2 Fenerbahçe
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimePerş. Ekim 05, 2023 10:08 am tarafından Muhtesim

» Fenerbahçe 5 - 0 Rizespor
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimePaz Ekim 01, 2023 8:41 am tarafından Muhtesim

» Adana Demirspor beşiktaşı farklı yendi
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimeCuma Eyl. 29, 2023 7:25 am tarafından Muhtesim

» Makber Hafız Burhan
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimeSalı Eyl. 26, 2023 9:40 am tarafından Muhtesim

» Emir Sultan Kümbeti ve Camii /ahlat /Bitlis
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:54 am tarafından Muhtesim

» Selçuklu Mezarlığı / ahlat / Bitlis
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:48 am tarafından Muhtesim

» Eski Mardin
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:41 am tarafından Muhtesim

» Esenlik Köyü (ABRİ) CAMİİ /MUŞ
Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:35 am tarafından Muhtesim

En iyi yollayıcılar
Muhtesim
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
berfin
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
karanfil
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
Necati
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
hzn
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
SusKun
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
Aslı
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
ela-gözlüm
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
buket_07
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
Şamil
Rahmet peygamberi ve fakirler Vote_lcapRahmet peygamberi ve fakirler I_voting_barRahmet peygamberi ve fakirler Vote_rcap 
Anahtar-kelime
şair sıcak yalnızlık 2023 beden yorumsuz neden bahar elveda kadın papatya mutluluk 2022 sevgi belkide zorunlu muhtesim SosyoLoji sevmek paint değilim sarı odun özgürlük Dost hatırla
SAAT
NAMAZ ÖĞRENİYORUM
NAMAZ HABERLERİ
  SİTENE EKLE
SİTENE EKLE
Kur’an-i Kerim OgReN
www.baktube.tr.gg
sitene ekle
İstiklal Marşı
İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy


GüNüN SöZü
Ads

    No ads available.



    Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder
     

     Rahmet peygamberi ve fakirler

    Aşağa gitmek 
    YazarMesaj
    Necati
    NormaL ÜyE
    NormaL ÜyE
    Necati


    Mesaj Sayısı : 425
    Yaş : 50
    Nerden : istanbul
    Teşekkür Sayısı : 397
    Kayıt tarihi : 21/12/08

    Rahmet peygamberi ve fakirler Empty
    MesajKonu: Rahmet peygamberi ve fakirler   Rahmet peygamberi ve fakirler Icon_minitimePtsi Ocak 26, 2009 12:45 am

    Rahmet Peygamberi’nin Fakirlere Karşı Nezâketi
    Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, maddî refah seviyesinin eksikliğini telâfî maksadıyla fakirlere çok daha müşfik davranırdı.

    Ebû Saîd -radıyallâhu anh- anlatıyor:
    Muhâcirlerin fakirlerinden bir grupla birlikte oturmuştum. Bunlardan bir kısmı, (bütün vücûdunu örten bir elbisesi olmadığı için) diğerleri(nin karaltısından istifâde) ile iyice örtünmeye çalışıyorlardı. Bir kimse de bize Kur’ân okuyordu. Derken Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- çıkageldi ve yanımızda durdu. Allah Rasûlü’nün gelmesi üzerine Kur’ân okuyan kimse okumayı bıraktı. Peygamber Efendimiz selâm verdi ve:

    «–Ne yapıyorsunuz?» diye sordu.
    Ey Allâh’ın Rasûlü! O hocamızdır, bize Kur’ân okuyor. Biz de Allah Teâlâ’nın Kitâb’ını dinliyoruz.» dedik.

    Bunun üzerine Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
    Ümmetim arasında, kendileriyle birlikte sabretmem emredilen kimseleri yaratan Allâh’a hamd olsun!» dedi.[65]

    Sonra Allah Rasûlü, büyük bir tevâzû ile ortamıza oturdu. Eliyle işâret edip:
    Şöyle (halka yapın!)» dedi.

    Cemaat hemen etrâfında halka oldu ve yüzlerini O’na doğru çevirdi. Nihâyet Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bizlere şu müjdeyi verdi:

    «–Ey yoksul muhâcirler, müjdeler olsun! Sizlere kıyâmet gününde tam bir nûr müjdeliyorum. Sizler cennete, zenginlerden yarım gün önce gireceksiniz. Bu yarım gün, (dünyâ günleriyle) beş yüz sene eder.»” (Ebû Dâvûd, İlim, 13/3666)
    Zîrâ fakirlerin malları ve mülkleri olmadığı için onların hesâbı daha çabuk bitecektir.

    Kıyâmette, dünyâda sahip olunan mal ve mülkün mes’ûliyetinden hesap verileceği endişesinden dolayı Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- sık sık:

    “Ey Rabbim! Beni fakir bir insan olarak yaşat; bana fakir bir insan olarak ölüm nasîb et; beni fakirlerle birlikte dirilt!”[66]şeklinde duâ ederlerdi.

    Peygamberlerin hepsi cennetle teminat altında oldukları hâlde, onlar da kendilerine verilen nîmetlerden ve dîni teblîğ mes’ûliyetlerinden hesâba çekileceklerdir. A’râf Sûresi’nin 6. âyet-i kerîmesinde peygamberlerin dahî hesâba çekileceği şu şekilde bildirilir:

    “Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlakâ hesâba çekeceğiz!”

    Nitekim Süleyman -aleyhisselâm-’ın, kendisine verilen muazzam dünyâ serveti ve tasarrufunun hesâbı sebebi ile diğer peygamberlerden daha geç cennete gireceği nakledilir.[67]

    Bilmelidir ki, mütevâzı, cömert ve şükür ehli zenginlerle; sabırlı ve haysiyetli fakirler, insanlık şerefinde ve ilâhî rızâda beraberdirler. Cömertlik ve merhamet, fertleri dünyâ musîbetlerinden koruyarak âhiret saâdetine nâil eylediği gibi, sabrın acısını sînesine çekenleri de ilâhî müjdeler beklemektedir.

    Şu hadîs-i şerîf, hayâtın acı-tatlı hâdiseleri karşısında kalbî tekâmül için îfâya mecbur olduğumuz şükür ve sabır hasletlerinin doğru tatbîkâtını ne güzel anlatmaktadır:

    “Mü’minin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü onun her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir husûsiyet sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd, 64)

    Birgün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Medîne’de otururlarken ser-sefil bir kabîle çıkageldi. Ayaklarında giyecek yoktu, açlıktan ve harâretten derileri kemiklerine yapışmıştı. Bunu gören Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- çok müteessir oldu, mübârek yüzünün rengi değişti. Bilâl -radıyallâhu anh-’a ezân okutup ashâb-ı kirâmı topladı. Bu fakirlere yardım edilerek bolca ihsanda bulunuldu. (Müslim, Zekât, 69)

    Toplumların iktisâdî yapısında fakir, zengin ve orta halli kimselerin bulunması tabiîdir. Gerek âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde, gerekse Cenâb-ı Hakk’ın hidâyet rehberi olarak gönderdiği peygamberlerin yaşayışlarında bu zümrelerin İslâmî ölçüler içinde nasıl yaşamaları gerektiği açıkça belirlenmiştir. “Fukarâ-i sâbirîn ve ağniyâ-yı şâkirîn” çokça senâ edilen iki zümredir.

    Mü’minlere düşen, Allâh’ın verdiği nîmetleri yine O’nun yolunda infâk etmek, verilmeyen nîmet karşısında da sabr-ı cemîl göstermektir. Abdurrahman bin Avf, Hazret-i Ebû Bekir ve emsâlleri, şükür ehli zenginlerden; Ebû Zer el-Gıfârî, Ebu’d-Derdâ ve emsâlleri de sabreden fakirlerdendi. Her iki grubun da yaşayış hâlleri birbirlerine çok yakın olup, eşyâya bakış tarzları, «mülk Allâh’ındır» düstûru dâhilindeydi.

    Bu sebeple İslâm, istikâmet üzere olan fakirlik ve zenginliği hor görmemiş, her iki hâlin de şükrünü îfâ edebilenleri, cennetle müjdelemiştir.

    Allah Teâlâ, insanlara, zayıfların hatırına ve onların duâları berekâtıyla yardımda bulunur ve rızık bahşeder. Nitekim Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

    “Allah, bu ümmete, zayıfların duâsı, namazları ve ihlâsları sebebiyle yardım eder.” buyurmuşlardır. (Nesâî, Cihâd, 43)

    Bu hakîkate mebnî olarak Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, harpleri fakir müslümanların duâlarıyla başlatır ve bununla fetih beklerdi. Suffe ehlinin muhtaç hâllerini gördüğünde:

    “…Eğer Allah katında sizin için hazırlanmış olan nîmetleri bilseniz, ihtiyâcınızın daha da artmasını isterdiniz!..”[68] buyurmak sûretiyle, onların hâllerini medhederek fakirlere verdiği ehemmiyetin kâ’bına varılmaz tezâhürlerini sergilerdi…

    Yine O’nun, belki biraz da müslümanların o anki iktisâdî durumunu göz önünde bulundurarak:
    “Gölgelenecek bir ev, kişinin mahrem yerlerini örteceği bir elbise, yiyecek bir ekmek ve içeceği sudan fazlasına insanoğlunun hakkı yoktur.”[69]

    buyurması, “havz-ı kevser”den ilk içecek insanların, muhâcirlerin fakirleri olduğunu belirtmesi[70] ve Allâh’ın, iffetli, fakir mü’min kullarını sevdiğini[71] açıklaması da, fakr u zarûretteki sabır ve tevekkülün kıymetini bildirmektedir.

    Yine buyurmuşlardır ki:
    İçinizde saçı-başı dağınık, eski elbiseler içinde, garip görünümlü ve insanların îtibâr etmediği nice kimseler vardır ki, Allâh’a yemin etseler, Allah onların yeminlerini boşa çıkarmaz ve yeminlerinde hânis kılmaz.[72] (Yâni böyle kimseler, Cenâb-ı Hakk’a karşı -mâruf tâbiriyle- «naz ehli»dirler. Cenâb-ı Hak’tan bir şeyin vukûunu şiddetli bir şekilde niyaz ve ümîd ederek bunu halka yeminle söyleseler, Allah Teâlâ onların yüzünü kara çıkarmaz!) Berâ bin Mâlik de bunlardan birisidir.” (Tirmizî, Menâkıb, 54/3854)

    Enes’in kardeşi olan Berâ’nın ne yiyecek bir şeyi ne de yatacak bir yeri vardı. Ölmeyecek miktarda bir azıkla yaşıyordu. İşte böyle kimseler, yâni fakirliği sabır ve tevekkülle karşılayanlar, yemin etseler, Rasûlullâh’ın diliyle, Allâh’ın onları yalancı çıkarmayacağı kimseler olarak tavsif edilmişlerdir. Nitekim Berâ -radıyallâhu anh-, Hazret-i Ömer zamanındaki İslâm harplerinden birinde, müslümanların sayıca çok az olup zor durumda bulunması sebebiyle ordu kumandanının, yukarıdaki hadîs-i şerîfe binâen, ısrarlı bir şekilde yemin talebi üzerine:

    “Ey Rabbim, onlara karşı zafer ihsân etmen ve beni Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’e kavuşturman için Sana yemin ediyorum!..” dedi.

    Hakîkaten ertesi gün zafer nasîb oldu ve Hazret-i Berâ da şevkle arzuladığı şehâdet şerbetini tatma şerefiyle rahmet-i Rahmân’a kavuştu. Böylece yeni bir mûcize-i Muhammedî tahakkuk etmiş oldu. (Hâkim, III, 331/5274)

    Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hayâtı, pek çok hârika, ibret verici, doğruluk, dürüstlük, sadâkat, şefkat, merhamet ve nezâket tezâhürleriyle doludur. Zevcesi Âişe -radıyallâhu anhâ-’ya:

    “Ey Âişe! Yarım hurmayla da olsa fakirleri boş çevirme! Ey Âişe! Fakirleri sev ve onları kendine yaklaştır, tâ ki kıyamet günü Allah da seni kendisine yaklaştırsın.”
    diye tavsiyede bulunurlardı. (Tirmizî, Zühd, 37/2352)

    İslâm’da ilk önce suçun kaynağı araştırılır, suçlunun ıslâhı için gayret edilir. İslâm hukûkunda cezâ, bir anne ve babanın çocuğunu cezâlandırması gibidir. Gâye, onu ictimâî hayattan tard etmek değil, cemiyete yeniden kazandırmaktır.

    Abbâd bin Şurahbil -radıyallâhu anh- anlatıyor:

    Bir zamanlar fakir düşmüştüm. Bunun üzerine Medîne bahçelerinden birine girdim. Başak ovup hem yedim hem de torbama aldım. Derken bahçe sahibi gelip beni yakaladı, dövdü, torbamı elimden aldı ve Rasûlullâh’a götürüp şikâyet etti.

    Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bahçe sahibine:
    O câhil idi öğretmedin, karnı aç idi doyurmadın!” buyurdu.
    Sonra bahçe sahibine, torbamı iâde etmesini söyledi.

    Daha sonra Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana bir veya yarım sa’[73] kadar yiyecek verdi. (Ebû Dâvûd, Cihâd, 85/2620-2621; Nesâî, Kudât, 21)
    Bu ifâdeler, hırsızı korumak için değil, bu suçun ortaya çıkmasına sebebiyet veren ictimâî noksanlığın telâfîsini temin etmek içindir. Yoksa Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, böyle bir suç işlediği takdirde kızı Fâtıma -radıyallâhu anhâ-’nın dahî elini kesmekten çekinmeyeceğini ifâde buyurmuşlardır.[74]
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
     
    Rahmet peygamberi ve fakirler
    Sayfa başına dön 
    1 sayfadaki 1 sayfası
     Similar topics
    -
    » Rahmet Peygamberi
    » Rahmet peygamberi ve cömertlik
    » Hz. Muhammedin (asm.) alemlere rahmet oluşu ne demektir?
    » peygamberi tanımak devamı
    » Rahmet deryası

    Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap verebilirsiniz
    .Sözüm Ona. :: İSLAM ve İSLAM' a DaiR-
    Yeni Başlık Gönder   Cevap GönderBuraya geçin: